Srebrenitsa Soykırımı 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan kayıplardan sonra Avrupa’da meydana gelen en büyük soykırımın adıdır. Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplumun suçlu olduğu soykırımda katledilenlerin sayısı ise resmi rakamlara göre 8372’dir.
Srebrenitsa Soykırımı, Ratko Mladiç komutasındaki Sırp Cumhuriyeti Ordusu, Sırp Cumhuriyeti siyasi liderlik görevinde olan Radovan Karadziç, Yugoslav Ordusu’nun Generali Momcilo Perisiç, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Sırbistan İçişleri Bakanlığı’ndan doğrudan destek alan paramiliter grubu “Akrepler” (Scorpions) öncülüğünde gerçekleşti. Mağdur insanları korumak için bölgeye gelen Birleşmiş Milletler Hollanda Koruma Gücü’nün (UNPROFOR) gözleri önünde binlerce kişi öldürüldü.
1993 yılında Doğu Bosna’daki çatışmaların dorukta olduğu sırada Bosnalı Sırp güçlerinin “Etnik Temizlik” amaçlarının tam anlamıyla ne demek olduğu görülmeye başlandı. Bölgedeki birçok şehir saldırıya uğradı ve Srebrenitsa bunlardan biriydi. Diğer şehirlerden gelen Bosnalı Müslümanlar burada güvende olabileceklerini düşünerek kendi evlerini terk ettiler. Fakat onlar için burada geçen her gün ağır ölümlerle son buluyordu. Çatışmalar arttıkça insani yardım giderek azalıyordu; ki bu, durumu daha da dayanılmaz kılıyordu. Gerçekleşen bu durum, 16 Nisan 1993 tarihi itibariyle “Güvenli Bölgeler” kurulmasına sebep oldu. Kurulan bu bölgelerin çatışmalardan uzak olması, bir başka deyişle Bosnalı Sırpların Srebrenitsa ve diğer güvenli bölgeleri (Saraybosna, Zepa, Gorazde, Tuzla, Bihaç) terk etmeleri anlamına geliyordu. Srebrenitsa için alınabilecek en kötü karar ise bölgenin silahsızlandırılması oldu. Bu durumda Srebrenitsa, silahlanmış olan Bosnalı Sırp ordusuna karşı tamamen savunmasız kalmış ve Temmuz 1995’te yapılan soykırımı daha da kolaylaştırmıştı.
11 Temmuz tarihinde Ratko Mladic soykırım öncesi şu sözleri söyledi: “Büyük Sırp kutsal gününün öncesindeyiz. Bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Türklere karşı ayaklanmamızı hatırlayarak, Müslümanlardan intikam almanın zamanı geldi.” Bu cümle Srebrenitsa’ nın kaderini tayin etti. 8372, 12-77 yaş arası erkek sivil Boşnak topluca katledildi. Kadınlar ise tecavüz ve kötü muameleye maruz kaldı. Bosnalı Sırp askerler Boşnaklar’ın bazılarını toplu infaz yerlerinde, bazılarını yollarda, bazılarını dağlarda, katliamdan kaçmak isteyenleri de çeşitli tuzaklar kurarak hunharca katlettiler. Katledilen masum siviller toplu mezarlara gömüldüler. Daha sonra cesetler gömüldükleri yerden kepçelerle parçalanarak çıkartılıp, kimlikleri tespit edilemesin diye sayıları tahmini 64 olan toplu mezarlara gömdüler.
Srebrenitsa’da Boşnaklar’ın katliamının üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen Sırp Cumhuriyeti ve Sırbistan’daki siyasi ve sosyal çevrelerce soykırım hala inkâr ediliyor. Bu da soykırımın son halkası yani 8.inci fazıdır. (Soykırımın 8 fazı: 1-Sınıflandırma, 2-Simgeleme, 3-Dehümanizasyon, 4-Örgütlenme, 5-Kutuplaşma, 6-Hazırlık, 7-İmha, 8-İnkar)