Paylaşmak İster misiniz?

Share on facebook
Facebook'ta Paylaş
Share on twitter
Twitter'da Paylaş

Yorum Yapabilirsiniz

Son

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÖĞRETMEN VE İDARECİLERİMİZE 3600 EK GÖSTERGENİN VERİLMESİNİ, ÇOK GÖRENLEREDİR SÖZÜMÜZ…

Bizler, “İrfan Ordusunun Mensupları” olarak dünyanın şerefli mesleklerini icra edenlerin en başında geliyoruz. Bir fert doğduktan sonra öncelikle annesinin eğitiminden ve terbiyesinden geçer, bir babadan aldığı “güven ve cesaret” duygularıyla adeta yoğrulur ve kişiliği şekillenmeye başlar. Birey, ikinci olarak anaokulundan üniversite eğitimini tamamlayana kadar öğretmenlerimizin ve akademisyenlerimizin “şefkatli ellerinden” geçmektedir. Bizler, ahlaki değerlerimizden tutun da günümüz koşullarında ihtiyaç duyulan akademik bilgilere varana dek ayrı ayrı her bireyi, her aşamada donanımlarını tamamlamaya gayretimizle enerjimizin sonuna dek canla başla devam ederiz. Gösterdiğimiz fedakârca davranış ve tutumlarımızın sonunda, vatanımız için nitelikli bireyler yetiştirdiğimizi görmek bizi ancak bahtiyar kılar… Bizler, bir anlamda “Toplum Mimarlarıyız” bireyleri ve dolayısıyla toplumu dizayn eden ‘İrfan Ordusu’yuz…

Nice devlet adamı ve din bilgini, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını yücelten işler yapmış, tarihi sözlerle gönüllerimize nakşolmuşlardır. Öğretmenlik mesleğinin kutsiyeti ile ilgili, Peygamber Efendimiz birçok kez “Allah beni bir muallim (öğretmen) olarak göndermiş bulunuyor” demiş.

Öğretmenlerinin eğitiminden geçen Mustafa Kemal Atatürk’ü, bir sanayiciyi, hakimi, savcıyı, askeri, itfaiyeciyi, futbolcuyu, başbakanı ve cumhurbaşkanını yetiştirenin de bir öğretmen olduğunu asla unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur.” sözleriyle öğretmenlerimizin saygınlığını açıkça vurgulamıştır. Buna benzer onlarca, yüzlerce veciz sözler vardır…

Gelelim asıl konuya… Öğretmenlik mesleği bu kadar önemli olmasına rağmen yukarıda söz ettiğimiz mesleklerin saygınlığı açısından ve de toplumun algısından, saygınlığımızın en alt sırada olduğunu fark ediyor ve iyi biliyoruz… Bugün toplumumuz, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını adeta gelir düzeyimiz ile ölçer oldu… Gün geçtikçe, çok çeşitli faktörlerin etkisiyle mesleğimizin saygınlığı daha da azalmaktadır. Öğretmenlerimizin mesleki saygınlığı kuşkusuz sadece gelirimizin artmasıyla sağlanamaz ancak katsayı düzenlemesinin saygınlık için bir adım teşkil edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle, MEB personel, idareci ve öğretmenlerinin ek gösterge katsayısının 3000’den hakkımız olduğuna inandığımız 3600’e çıkartılmasını istiyoruz.

Devlet memurları kadroları arasında (en az) 4 yıllık fakülte bitirdiği halde en alt seviyede gelire sahip olan öğretmenlerin olduğu acı bir gerçektir. Bizler artık, MEB’den öğretmen, idareci ve tüm personeline sahip çıkmasını istiyoruz. Bizler, mesleğimizi en iyi şekilde icra ederken “vicdan” ile “cüzdan” arasında kalmak istemiyoruz. Öncelikle 3600 ek gösterge katsayısı ile “İrfan Ordusu’nun çalışanları “vicdan” ile “cüzdan” arasına sıkışıp kalmaktan kurtarılabileceği gibi birçok değişim, dönüşüm veya projenin hızlandıracağına inanıyoruz.

Hatırlayalım, ilk Reis-i Cumhurumuz Mustafa Kemal Atatürk’e soruluyor, “Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim?”, Atatürk ise “Öğretmen maaşlarını geçmesin.” ifadesini kullanarak, eğitime ve öğretmene verdiği değeri çok açık bir şekilde göstermekte iken günümüz yöneticilerinin de aynı duyarlılıkta olmalarını isterdik ama nerde?

Kişi başı gayrı safi milli hasılası 10.000 doları aşan, her alanda büyüyen ve gelişen devletimizin birçok projeye imza atabiliyor, birçok çalışanımızın gelirinde iyileştirme yapıyor olması takdire şayandır… Ülkemize, geleceğimize yatırım yapıldığı için mutluluk duyar, memnun kalırız.

Yetkililere bir kez daha haykırırcasına hatırlatmak isteriz, “İrfan Ordusu’nun gayretlerinin” görmezlikten gelinmesini asla tasvip etmeyiz… MEB yetkilileri, sesimize kulak verin yoksa sizler de mesleki saygınlığımıza, şerefli öğretmenlik mesleğini icra edenlere 3600 ek göstergeyi çok görenlerden misiniz?

Yahut bizim devletimiz birçok talebi karşılayabilecek kudrete sahip iken ve gerçekleştirebilir iken söz konusu MEB personeli, idarecileri ve öğretmenleri olunca, kalıcı çözümler üret(e)meden 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde “uçak ve tren biletlerine geçici özel” öğretmenler günü promosyonu ile ya da “Güzel konuşmalar, şiirler…” ile her zamanki gibi “bir başka bahara” kaldı mı diyeceksiniz? 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne ne kaldı ki… Hep birlikte görelim…

 

Mustafa KARTAL

Birlik-Eğitim-Sen Denetleme Kurulu Üyesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP