İlk defa 2005 yılında 5204 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu çerçevesinde hazırlanan öğretmenlik kariyer sisteminin uygulaması, uzmanlık hakkı elde edenlerin bir bölümü için yürürlük kazanmış olsa da, on binlerce öğretmenin mağduriyetine, binlerce idari dava dosyası ile sistemin tıkanmasına ve hukuki alt yapı yetersizliğinden ötürü mevzunun rafa kalkmasına sebep olmuş. Gelişimi destekleyen, öğretmenlik mesleğini önceleyen bir anlayışla adım atılmış olsa bile geriye hezeyanı, öfkesi, anlamsızlığı galip ‘kötü uygulama örneği’ kalmış….
Şimdilerde çiçeği burnunda ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dayandırılarak yazılan ‘Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları Yönetmeliğinin’ öngördüğü sınav düzenlemesini, geçmişten ders alınmadığının açık beyanı olarak değerlendirmekteyiz. Sadece öğretmenler tarafından değil, öğrenciler ve veliler açısından da yakinen takip edilmekte olan uzmanlık sürecinin, tecrübe ve branşlara özel hazırlanmış hizmetçi etkinliklerle sağlanmasını, yapılması planlanan ve yeni mağduriyetlerin kaynağını oluşturacak olan sınavlara tercih edilmesinin önemli olduğunu değerlendirmekteyiz.
Yalın yönetim anlayışının ve dijitalleşmenin bürokratik süreçlerde sistemin angaryalardan arınmasına destek olduğuna şahitken, öğretmenler tarafından geçmişte yapılan komisyon üyelikleri, zümre etkinlikleri gibi görevlerin evrak üzerinden talep edilmesini de izahı güç bir angarya olarak düşünmekteyiz.
Bunlara ek olarak ilgili kanunda tarif edilen öğretmenlik mesleğinin, bakanlık tarafından her yıl talep edilen ücretli öğretmenleri göz ardı bir yana, sözüm ona sınav sürecindeki yıl şartının oluşmasında hesaba dahi katılmamasını bir hezeyan olarak görüyoruz.
Birlik Eğitim Sendikası olarak ana başlıklar altında özetlediğimiz hususların okullarımızda iç huzuru ve eşit işe eşit ücret dengesini bozacağını öngörüyor, yönetmeliğin iptali konusunda dava dosyasının hazırlandığını üyelerimiz ve kamuoyu ile paylaşıyoruz…