Seviyen Batsın Selahattin

karataş

Kimsenin samimiyet karinesini sorgulayacak değiliz. Ama yüreklere sinmeyen cümlelerin, ağızdan çıkanın kulaklar tarafından duyulmayışının, iki arada bir derede kalmış retoriklerin bizlerde oluşturduğu manayı da kimsenin yönlendiremeyeceğini ifade ediyoruz. İdrak fukaraları, kendi davalarının sahtekârları olarak toplum mühendisliğine soyunur. Kurgularını hayata geçirebilmek için nice samimi insanı yönlendirir. Figüran yapar. Gözyaşları üzerinden, kendi emellerinin ateşine körük yapar. Acı yapar, acı satar…

SEVİYEN BATSIN SELAHATTİN…

Ne zor durumdasın Selahattin. Bir ara Türkiye’nin bütün emekçilerinin rüyalarını süslemiştin. Biz Haçlı seferlerine karşı kahramanca savaşan Selahattin Eyyübi’nin isim benzerliği ile bu millete fitne çıkarmandan rahatsızlığımızı ifade ettiğimiz günlerde siyasetin şirin, tatlı, genç, yakışıklı yüzü olmuş, sol ideolojinin mirasçısı olarak görülmüş, Türkiye’nin hassasiyetlerini paylaşma noktasında PKK terör örgütünden uzaklaşabileceğin düşüncesi bile bizim cenah tarafından dillendirilmişti… Gerçi  50 vatandaşımızın ölümünü tetikleyen 6-7 Ekim olaylarında yaşattıklarınla ölü yiyicilerinin tezgahtarı olduğunu gösterdin lakin 7 Haziranda millet siyasi yorgunluğunu ve maceraperestliğini senle tatmin etmek isteyerek  sana ömründe bir daha göremeyeceğin güven elini uzattı. Durduğun yerden uzaklaşman için sana kocaman mühlet tanındı. Ve ne yazık ki iki gündür, milletçe kınadığımız, lanetlediğimiz Suruç vahşetinin ucuz kullanıcısı olarak takip etmekteyiz seni. Allah(CC) ölenlerin günahlarını affetsin. Ama ya sen Selahattin yaptığın açıklamalarla milleti gererek kimlere mesaj veriyorsun. Kandille Ankara arasına sıkıştın. Yüreğin yanıyor. Yapanları bizimle beraber sen de lanetliyorsun dimi Selahattin… Peki, Adıyaman’da askerimizi şehit edenleri de lanetliyor musun bizim gibi. Her Türkiyeli gibi… Şehidimiz için de yüreğin yanıyor mu?  Sokakları bu acı olayın ardından kundaklayanları da lanetleyebiliyor musun bizim gibi Selahattin.

Yoksa bütün bu yapılanların, yaşananların sorumlusu devlet dimi Selahattin. PKK Terörü diye bir şey yok aslında. Devletin uydurması değil mi Selahattin. Kandil dediğiniz yer de Yeşilçam değil mi Selahattin. Millet size Türkiye’nin gözü, kulağı, yüreği, eli, kolu olmanız için, terörden ve teröristlerden uzaklaşarak bizimle beraber ağlamanız, gülmeniz için kapıyı açtı. Siz her felaketi devlete kin kusma aracı olarak gördünüz. Siz terör bataklığının uzantılarına göz yumarak nefretinizi dile dolayarak şimdilerde saklandığınız bütün kılıklardan sıyrıldınız. Ve üzülerek görüyorum ki içinizde var olan bizden olan bir şey değil Selahattin…Vesselam…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP