Şeyh Edebali ne güzel söylemiş“İlim bil, irfan bil, söz bil.İkram bil, kural bil, doyum bil.Usûl bil, âdâb bil, sınır bil.Yol bil, yordam bil.Hal bil, ahval bil, gönül bil.Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma.Mert ol, yürekli ol.Kimsenin umudunu kırma.”Temel eğitimden ortaöğretime tüm okulların güvenlik personeli, temizlik personeli , Kırtasiye malzemeleri, temizlik malzemeleri gibi olmazsa olmaz eksiklikleri var iken ve bakanlığın bu temel ihtiyaçları İçin okullara münhasır ödenek göndermediğini sağır sultan bile bilirken bakanın basket potasını eksiklik olarak görmesi ne büyük gaflet!!! Her sene okul idarecileri kayıt zamanı yardım dilenirken, okullarda dönemlik temizlik parasının toplandığı velilerle bağış pazarlığı yapılırken bakanın bundan haberi yokmuş gibi davranması ve istediniz de vermedik mi gibi cümleler kullanması bakanın bakanlığa ne kadar yabancı ne kadar ilgisiz olduğunun kanıtı. Her şeyden öte bir bakan kendi bakanlığına mensup bir çalışanı toplum önünde rencide ederek hangi saygınlığını kazanacaktır? Öğretmenlere ve eğitim camiasına sürekli olarak yapılan itibar suikastlarına ortak olarak neyi ispat etmeye Ya da kime yaranmaya çalışmaktadır? Sayın bakana tavsiyemiz öncelikle okullara ödenek tahsis edin, ödenekler doğru kullanılmazsa gelin hesabını sorun. Bu şekilde medyatik olmakla sümen altı ettiğiniz görmezden geldiğiniz sorunlarla başbaşa kalırsınız.
1938’de Nahcivan’ın Keleki kasabasında doğan Elçibey, 1962’de Bakü Devlet Üniversitesi Doğu Dilleri Enstitüsü, Arapça bölümünden mezun oldu. 1963-1964’te Mısır’da tercüman olarak çalıştı. 1970’lerde ise ülkesinin bağımsızlığı için çalışmaya başladı. Bu yüzden 1975’de ‘milliyetçilik’ suçundan bir buçuk yıl hapis yattı. 1976’da Salman Mümtaz El Yazmaları Enstitüsü’nde Türk ve İslam tarihinin ilk yazılı kaynaklarını incelerken, bir yandan da bağımsızlık mücadelesi için çalışmaya başlamıştı.
