Paçozlaşıyor Muyuz?

fatih-yalcinCemil Meriç “demopedi olmadan demokrasi olmaz” diyor. Evet, Türkiye’nin demokrasi tarihi bu sözün defaatle onaylanmasından ibaret olan bir başarısızlıklar tarihidir. Eğitilmemiş kalabalıkların elinde demokrasi bir faciaya dönüşerek paçozlaşmaya sebebiyet verebiliyor.

Star gazetesinde Fadime Özkan’ın Alev Alatlı ile yaptığı röportaj haklı olarak epeyce ses getirdi. Paçozlaşmak kavramı etrafında şekillenen tartışma epeyce bir süre daha en azından akademik dünyada ilgi çekeceğe benziyor.

Alatlı, paçozlaşmayı; içeriksizleşmek, maddileşmek, düşünceyi maddi temellere oturtmak, küçük hesaplara bağlamak olarak tanımlarken bu açıklama gayretini bir başka kavramsallaştırma ile bitiriyor: “Twitter entelektüalizmi”

Bilgiye ulaşma imkânlarının artmasını bir anlamıyla bilginin yaygınlaşmasına imkân verdiği için bir ilerleme göstergesi olarak değerlendirebileceğimiz gibi bir anlamıyla da bilgiyi denetlenebilir olmaktan çıkardığı için bir tehlike olarak görebiliriz. “Twitter entelektüalizmi” denen işte tam da böyle bir şeydir. Dedikoduyla mezcedilmiş, doğruluğu ve kaynağı tespit edilemeyen bir bilgiler manzumesinden beslenen entelektüalimsi tavır Alev Alatlı’nın tabiriyle paçozlaşmaya mahkûm ediyor bizi.

Derinlikten mahrum olan bu bilginin hiç kimseyi derinleştirmeyeceği malumken gazete köşelerini işgal etmiş bu türden entelektüeller zümresinin itibarı her geçen gün biraz daha artıyor.

Televizyon ekranlarındaki tartışmalarda yaşanan seviyesizliklerin temel sebebi de bu olsa gerek. Daha çok bağıranın kendini daha çok haklı hissettiği, konuşturmamanın, söz kesmenin haneye fazladan bir puan yazmak olarak algılandığı bu tartışma kültürü, bizlere televizyon ekranı karşısında epeyce mühim bir zamanı kaybettirmekten başka bir işe yaramıyor. Bu tartışma kültürünün gençler üzerindeki olumsuz etkisi ayrı bir konu…

Bu bayağılaşma, içeriksizleşme temayülü hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. “Recep İvedik” izlerken güldürse de bir çoğumuzu, iyi bir paçozlaşma örneğidir mesela. “Ne yapalım biz buyuz” savunması ikna edici değil. Biz hala sanatın ahlaki kaygılar taşıması gerektiğini, doğal olarak var olanın eleştirel bir dille temsil edilmesinin, doğru ve ahlaki olanın ise idealize edilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyoruz.

Televizyon dizileri hayatımızın diğer ileri düzey paçozlaşma örnekleridir. Hiçbir ahlaki kaygı taşımayan bu tür diziler için en önemli ölçü reyting kaygısıdır. Şiddet karşısında ortak bir tepkiyi dillendirebilen aydınlar ahlaksızlığı sözüm ona  “özgürlükler” kapsamında değerlendirmektedir. Ahlaksızlığı özgürlük olarak değerlendirenlerin mesela başörtüsünü inanç özgürlüğü olarak değerlendir(e)memesi paçozlaşma örneğidir.

Yine Alatlı’nın tabiri ile gündelik sıradanlığın ötesinde bir düşünce hayatı olmayan, sarih bir kültürden mahrum, ilgileri sıradan ve maddi olan bu kitle sürekli savaş tamtamları çalar. Oraya buraya saldırarak gündemde kalmaya çalışır. Gündelik mevzuları da aşarak ilmi meseleleri bile iğdiş eder bırakır.

Paçozlaşmak, kapitalist ahlakın itibar kaybına uğrattığı kadim değerlerin yokluğunda oluşan sosyal boşluğu hızla dolduruyor. İnançların, bilimin, edebiyatın ve genel anlamda sanatın içini boşaltıyor. Buna bağlı olarak her yere ve her şeye popülizm hakim. Din de, bilim de, edebiyat da bir reyting aracına dönüşüyor.

Nihai olarak her geçen gün insanlığını biraz daha kaybeden insanlık eşyalaşıyor. Zaman zaman kendine bile yabancılaşıyor…

 

Fatih Yalçın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP