Değerli arkadaşlarım, sizlere kısaca sendikacılığın varlık sebebini, ardından ülkemizde uygulama şeklini ve neticede önceliğimizin ne olması gerektiğini, acizane izah etmeye çalışayım.
Sendikacılık bilindiği üzere Avrupa’da çalışanın haklarının işveren karşısında korunması amacıyla ortaya çıktı. Günümüze kadar gelen süreçte Batılı sendikacılık anlayışı çok evreler geçirmiş ve her defasında çalışan açısından birçok işlevsel ve gerçekçi haklar elde edilmiştir.
Ülkemizde ise, İsçi sendikalarımız hukuki dairede, işveren karşısında 30 yıldan fazla bir süredir Memur sendikalarımızın henüz alamadığı Hakka ulaşmışlardır. Bu Hak Grev Hakkıdır. İşçi sendikalarımızın Memur sendikalarımızdan işveren karşısında daha kuvvetli olmalarını en önemli sebebi bu alınmış Hakk’a dayanmaktadır. Ülkemizdeki Memur sendikalarının önceliklerinden birisi, meşru zeminde Grev Hakkı için mücadele etmek olmalıdır.
2010 yılında kurulan, ilkeli,özverili ve dürüst eğitimcilerden oluşan Birlik Eğitim Sen’in ülke eğitimcilerine yönelik evrensel haklarını, özlük haklarını ve bütün diğer yasal haklarımızı gözeteceği gibi toplu Grev Hakkı içinde mücadele içerisinde olacağı inancındayım.
Yoksa, mevcut memur sendikaları gibi bizlerde Grev Hakkı olmadan, dernek faaliyetleri yada vakıf hizmetlerinden daha ötesine gidemeyiz. Kaldı ki, dernek, vakıf ve sendikacılığın görev alanları çok farklı olduğu halde kesişen alanlarda vardır elbette. Lakin, her daim asli görev alanımızın öncelikli olması gerektiğini düşünüyorum. Bizlerin asıl sorumluluğu, eğitim çalışanlarımıza gerçekçi ve uygulanabilir hizmetler üretmek, işverenimizce verilmeyen haklarımızı meşru enstrümanlarla aramaktır. İlkeli duruşumuzla, birçok konuda fikirlerimizi açık ve net ifade ederken, enerjimizin çoğunu asli çalışma alanımıza harcamak durumunda değil miyiz?
Muhabbet ve Saygılarımla.
Mustafa KARTAL