Okullar yeni eğitim-öğretim yılına sancılı giriyor. Görev süresi uzatılmayan okul müdürlerinin bulunduğu okulların durumları ve aynı okullarda görev yapmakta olan müdür yardımcılarının gelecekleri belirsiz. Özellikle müdür atamalarına dair yaşananlar ve iktidar sendikasının Milli Eğitim Bakanlığını ve bütün pozisyonlarını yönetme iştahı, eğitimin değersizleştirilmesinin yolunu açacaktır. Yönetici olabilmek için gereken rasyonel şartların kaldırılıp, göz ardı edilip, çöp sepetine atıldığı içinden geçmekte olduğumuz şu günlerde duruşunu kaybetmiş yöneticiler çoğalacak, onların varlığı üzerinden prim yapma sevdalılarına, sendika ağalarına gün doğacaktır. Atayanları tarafından farklı test yöntemlerine tabii tutulup sendikal aynılığa mahkum edilerek görevlendirilmelerine müsaade edilen okul yöneticilerinin, aslında temel yöneticilik vasfı olan temsil kabiliyeti ve karar verme iradesi büyük oranda sekteye uğrayacaktır. Sistemi bu şekilde işletenlerin göremedikleri, işitemedikleri tam olarak kendi geleceklerine değil Türk Eğitim Sisteminin geleceğine dinamit koymaktır. Ve yönetici adaylarına lobi yapın, siyasetten randevu alın ama ne olursa olsun önce mevcut sendikalarınızdan uzaklaşın baskısı kaba, nezaket fukaralarının ilanı niteliğindedir. Belli ki Milli Eğitimin önemi iktadar açısından da yıllara rağmen fark edilememiştir. Bugün de, çözüm süreci, başkanlık sistemi, parelel yapı ile mücadeleye iktidar tarafından atfedilen önem düşünüldüğünde eğitim ile ilgili yapılması gerekenler listesinin çok gerisinde bırakılarak bir sendikal garabetin tasarruflarına teslim edilmiştir. Teknoloji, akıllı tahta, tablet derken eğitimci, yönetici, veli ve nihayetinde öğrenci göz ardı edilmiştir.
Farklı açıdan da ifadelendirmek gerekirse değerlerini ve kuruluş hikayesini unutmuş iktidar sendikası göreve yeni başlayan eğitimci arkadaşıma aman ha bak stajyerliğin kalkmaz başka bir sendikaya gönlün kayarsa, tayin isteyen kamu çalışanına, gitmek istediğin yer neresi olursa olsun bizim cenahtan kesin rahat varırsın, yöneticiliğini devam ettirmek isteyen ya da yeni yönetici olmak isteyen adaylara da istifa et sendikandan yoksa hava alırsın diyebilme hayasızlığını gösteren anlayış bugün milli eğitimin yarın topyekûn eğitim sisteminin içini oyacak ve iktidarın asli meselesi haline geldiğinde çok geç kalınmış olunacaktır. Ondandır ki her adımın her uygulamanın en az 20 yıl sonra meyvelerini yediğimiz Milli Eğitim Bakanlığı yeni hükümetin en elzem meselesi olmalıdır. İşçi sendikalarının 50 yılda kaybettirdikleri sendikal itibarı 20 yıla sığdıran kamu sendikacılığı siyasetin dolgu malzemesi olmaktan kurtarılmalıdır. Siyaset sevdalısı sendikacıların, sendikaları siyasi partilerin memur uzantıları olarak telakki eden menfaatperest siyasetçilerin gölgesinde ezilen kamu çalışanları için de siyasetin serbest olması lüzum bir değişimdir. İktidarların iradelerine, siyasetin taraftar beklentilerine rağmen kamu çalışanı için çaba hasreden, dik duran, doğru bildiğini dostoğru dillendiren kurumların adı olmalıdır önümüzdeki dönemde sendikalar. Çıkarcıların, nalıncı keseri misali kendine yontanların, izan yoksunlarının yeri olmamalıdır. Yoksa gerisi yalandır, ziyandır, haleldir vesselam.
Mevlananın söylediği gibi söylemek düne ait sözleri dünle beraber gömmek. Ve bundan sorası için yeni şeyler söylemek.
Baki selam ile.