TÜM MEMUR-SEN Konfederasyonu, adı Tüm Büro-Sen, Tüm Yerel Memur-Sen, Birlik Tarım Orman-Sen, Demokratik Sağlık-Sen, Diva-Sen ve 25 Mart 2010 tarihinden bu tarafa hakkı söylemeyi, dostlarla buluşmayı, geçmişin zarafetini incitmeden, dik, diri durmayı ifade eden, Birlik Eğitim-Sen’ in ortak iradeleri ile tecelli etmiş, 9 Haziran 2013’de Ankara’da gerçekleştirdiği 1. Olağan Kurultayla da siyasetin gölgesinde olmayı reddeden, gönüllerde oluşabilecek tereddütleri tertemiz eden, Önce Liyakat, sonra Hak diyen anlayışın adıdır. Gücünü bugüne kadar ülkemi çıkar gözetmeksizin sevip her defasında yeni Bismillahlarla yola revan olan gönül dostlarımızdan, aynı havayı soluyanlarımızdan alacaktır. Gücünü sağlıklı iletişimden ve güvenilir yeni dostluklardan alacaktır. Gücünü üyelerinden alacaktır. Gücünü Haktan alacaktır.
İnsana dost olmak, fikre dost olmak, kendine dost olmak, coğrafyaya, tarihe, kültüre, komşuya, ülküye, ülkeye dost olmak. Tenkit ederek cümle kurmanın dostlukları arttırmayacağını bilerek tebliğ üzerine olmak. Sağırlar diyaloğundan kaçınmak. Dostluğu ve dostlukları korumak için daha çok cesaretli olmak. Besmele çekerek başlamak, şükrederek durmak. Mücadele ederken yanınızda olan dostlarınızla bağlarınızı daim kılmak. Türkiye’nin neresinde olursa olsun birlik ve bizlik şuurunun envanterini muhafaza etmek. Hiçbir durumda ve hiçbir suretle dostlarımızı kaybetmek gibi bir lükse sahip olmadığımızın bilincinde olduğunu unutmamak, unutturmamak. Sözün söze kavuşmasında yalansız olmak. Önemli olan sözü, maharetle kurmak değil, önemli olan besmeleyi yavan bırakmamaktır, dostlukları sıradanlaştırmamaktır. Küfretme ve laf üretme marazına düşmemektir. Marazı sari kılmamaktır. Önemli olan şüpheden uzak dost doğru olmaktır. Dost doğru yürümektir. Dostluklara halel getirmeden yeni dostluklarda da kararlı, sorumlu, seviyeli, erdemli olmaktır. Etkili iletişimin çift yönlü olması gerektiğini, zamana bırakılması gerektiğini unutmamaktır. Menfaatlerin değil hakikatlerin önemini ifade etmekten geri durmadan mücadele etmeye devam etmek, kararlı olmak ve sabırlı olmaktır.
Çoğu insan kendi çıkarları için yanlış yapar. Güç, servet, şöhret, aşk ya da her ne ise. Fakat bir de kötülük için kötülük, yanlış için yanlışlık vardır. Amacı yanlış yapmak, amacı kötü olmaktır. İşte cehennemlik olanlar asıl bunlardır(Aliya İZZETBEGOVİÇ). Bahsedilen şuuru hafızalarımızda tutmak, insani ve toplumsal etkileşimlerde bu şuuru nazarı dikkate almak da önemlidir. Ecdadımızın maharetle yaptıklarından övünç duymak bizim ayrıcalığımız değildir. Ecdadımıza layık olma adına, aldığımız nefese şükretme adına, öğretenlerimizin ulaşmamızı istedikleri hedefler adına ve geleceğimize emin olacakları, güçlü olacakları bir medeniyet bırakma adına dostlukları ilmek ilmek örmek, hassasiyetlerimizi kayda almak durumundayız. Allah’ın bizlerde görmek istediği Peygamber ahlakı ile ahlaklanmak, görünene görünmeyene dost olmak durumundayız.
Hayatlarımız tekerrürden ibaretken ve bizler zaman zaman yanlışlara sürüklenebilirken, hırslarımızla değil iddialarımızla yaşamak sorumluluğundayız. Büyüklenmeden, büyük cümleler etmeden, hadsizlikten, hukuksuzluktan Allah’a sığınarak yol almak, şüpheye düşmeyecek güvenilirlikle yollara revan olmak durumundayız. Gönül dünyamızı Mevlana’ dan, Yunus Emre’ den, Ak Şemsettin’ den, Hacı Bayram’ dan beslemek sorumluluğundayız. Kırmak için değil buluşmak için, ayrışmak için değil kavuşmak için, kavga için değil kucaklaşmak için mücadele etmeye devam zorunluluğundayız.
“ Ak Sakallı bir koca bir bilmeyen hal nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
Gönül Çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise”
(Yunus Emre)
Allah yar ve yardımcımız olsun.
