Bir öğretmen düşünün ki 10 yıldır milli eğitim de öğretmenlik yapsın ama sadece 3 yıllık sigortası yatırılmış ve toplamda kadrolu öğretmenlerden 200 bin tl den daha az maaş almış olsun. Gerekçelerinin sorulacağı muhataplarının ise maalesef ismiyle muamma olamamaları konuyu da içerisinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. 12 yıla yaklaşan iktidarları döneminde hükümet tarafından sürekli değişime maruz bırakılan Milli Eğitim politikaları öğrencilerimizin kişilik gelişimini ve başarısını olumsuz etkilemiştir. Yapılan merkezi sınavlarda öğrencilerimizin binlercesinin sıfır çekmesi bunun en açık delilidir. Eğitimde 126 bin öğretmen açığı demek ortalaması asgari ücretin altına tekabül eden ücretmenlerle ya da kölelerle bu açığın giderilmesi demektir.
Böylesi bir ortamda hükümet dershanelerin kapanmasını gündeme getirmiştir. Dershaneler sebep değil sonuçtur. Devletin eğitim politikalarındaki başarısızlığını, dönemde 2-3 kez değişebilen ücretmenin olumsuzluklarını veli çocuğunu dershaneye göndererek kapatmaya çalışmaktadır. Siyasi irade dershaneye duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmadan, dershaneleri zorla kapatması ya cehalete bizi mahkûm etmeye çalıştıklarını gösterir.
Başbakan açıklamasında dershanede çalışan öğretmenler dert etmesin devletin 126 bin öğretmen açığı var. Dershanede 6 yıl çalışan öğretmenleri sınavsız mülakatla kadroya alacağız demesi ne demokrasi ne de etik değerlerle ile açıklanası bir şey değildir.
Milli Eğitim bakanlığı bünyesinde ücretmen olarak çalışanların sigortalılığı ile ilgili mağduriyetler üretilirken dershane öğretmenlerinin çalıştığı süreyi hükümet nasıl, neyle belirleyecek? Mülakattan kasıt cemaat dershanelerinde ki öğretmenlerin haricindekileri mi hükümet kadroya alacak? Özelde 5-6 yıl çalışan kadroya alınıyorken benim gibi 10 sene devletin okullarında öğretmenlik mesleğinin kahrını çekmiş, ortalamaya vurunca asgari ücretin maaşla köle gibi sömürülen ücretmenler neden görmezden geliniyor. Burada amaç velilerin sömürülmesini engellemekse ücretli öğretmenlerin devlet eliyle sömürülmesine neden göz yumuluyor? İktidara gelmeden ataması yapılmayan öğretmenler sorununu çözeceğini söyleyen başbakan bırakın sorunu çözmeyi, eğitim sistemini hızla kargaşa ortamına sürüklemektedir. Ataması yapılmadığından ekonomik ve sosyal baskı neticesinde intihar eden 30 dan fazla öğretmenin bu durumdan etkilenmiş olabileceği neden düşünülmez. 2002 de atama bekleyen öğretmen sayısı 70 bin iken bugün 300 bini geçmiş durumdadır. Her şehre eğitim fakültesi açmak eğitim seviyesini yükseltmiyor, işsizliği düşük gösteriyor. Sen kaçak işçi gibi ücretli öğretmen çalıştırıp çözemediğin probleme dershanelerde çalışan meslektaşlarımızı da ilave edersen meseleyi büsbütün kör düğüm yaparsın. Son olarak eğer devlet böylesi bir hatanın içerisine düşerse; dershaneler kapatılıp orada iyi yada kötü istihdam edilen öğretmenler mülakatla kadroya alınırsa 10 senedir ücretli öğretmen olarak çalışan bir kişi olarak hukuki zeminde mücadele edeceğim. Vesselam.
Rabbim atanamayan ve yıllardır iktidarlar tarafından göz ardı edilen öğretmenlerin yardımcısı olsun.
Hasan ÇAKIR
10 YILLIK KIDEMLİ ÜCRETMEN!