Danıştay’ın ardından Anayasa Mahkemesinin de benzer bir kararla şapkadan tavşan çıkarmak isteyenlere cevabı, belli ki birilerinin kimyasını fena bozmuş. Cümle yanlışlarını düzeltmek beyhude… ‘Hilkat garibesi, GDO’lu ayarı bozuk yapılar, asalakça yaşamak, parazit gibi beslenmek, hokkabazlıkla üye tutmak’ ya da söyleyeyim aynaya bakarak konuşmak, yazmak!!! Herkesi kendiniz sanmak!!!Hırsı gözünü kör etmek!!!Herkes fıtratına göre amel eder. İyi iyiye, kötü kötüye… Gönlü kirlenmiş olanın dilinden de kir bulaşır çevreye. Ruhu kararmış olanın öfke gözünü kör bırakır. Akıl baştan gidince, idrakten yoksun bırakır. İnsan acze düşünce geride çiğ bırakır…
Türkiye’de sendikacılığın önündeki engellerden biri sendikacılık mücadelesinin siyaset kurumuna kurban edilmesi diğeri ise toplu sözleşme primi vasıtasıyla aslında hür ve sivil iradenin gölgelenmesidir. Siz söyleyin hele!!! Her üye kendi aidatını ödesin. Kendi cebinden ödesin. Sonra da sendikasının tavrını sonuna kadar desteklesin. Var mısın? Şimdi masanın altından dayanışma aidatı çıktı. Onu da bugüne kadar size eşlik edip süreçten istifade edenler cevaplasın…