BİZ MÜKÂFATINI ALLAHTAN DİLEYEREK
VARSA HAKKIMIZI HELAL ETTİK…
6 Şubat depremleri vicdanı olan her kardeşimizi derinden yaralamış, her birimizin yüzünü yere düşürmüş, yaptıklarımızı gözden geçirmemize vesile olmuş, ağır bir yükü birlikte omuzlamamız gerektiğini bütün açıklığı ile gözler önüne sermiştir. Afat sonrası süreçte bizler, hissemize düşeni, duygularımızı depreştiren gerçekleri, acıları, kederleri, hüzünleri, depremle halk olmuş hakikatleri, Rabbimizin karşısındaki acizliğimizle karşılayarak, sorumluluk bilincinin gereği ile hareket etmeye azami gayret göstererek yol yürüme irademizi sürdürmeye çabaladık. Gerek kurumsal ve gerekse bireysel olarak deprem yaralarını sarma adına ve üyelerimizin bütününü kucaklayacak şekilde hareket ettik. İlk günden bölgeye intikal etmiş arkadaşlarımızla, inisiyatif alan sivil organizasyonlarımızla, çadır ve konteynır kent ziyaretlerimizle ve şehirlerimizde ağırlamaya çalıştığımız depremzedelerimizle bir olma iradesi ortaya koyduk. Belki de yaşadıklarımızın tesiriyle sonraki aylarda sendikacılığımıza dair sözler boğazda düğümlendi, cümle kurmak zorlaştı. Klavye çaresiz kaldı, kalemin yazdığını defalarca yine kalem karaladı. Tekraren hatırlatmak ve söylemek isteriz ki; hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileriz. Yeniden ayağa kalkmak en güçlü duamız olacaktır.
Mayıs ayı ile birlikte sağduyunun hâkim olması adına, aklıselim davranmamız gereken seçim sathı mahalline girince yaşanmışlıklardan ders almadığımızı da acı bir şekilde tecrübe ettik. Karşı tarafın yanlışları üzerinden değil iddiasının doğruları üzerinden, ayrıştırıcı dil ile kavga etmek değil, bütünü kucaklayacak muhtevaya kapı aralamak üzerinden yürütülmesi gereken yol tercih edilmeyince, kızgınlıklar kırgınlıklara dönüştü, aynı masada oturmuş aynı tabağa kaşık çalmış olanların kelam etme kudreti örselendi. Niyetler okundu. Adresler netleşsin diye iftiralar atıldı, günahlar alındı, vicdanlar hırslara teslim edildi. Günün sonunda gösterilmeyi bekleyen sabır gözden kaçırıldı, kem söz sahibine miras olarak kaldı.
Partilerin gölgesinde var olan sendikacılığı elinin tersiyle itip Birlik Eğitim Sen’i tercih eden arkadaşlarımızın iradesini yaşatma hassasiyetimiz aynı kararlılıkla devam ederken söylemek isteriz ki; sendika olarak siyasetimiz; kamu çalışanının haklarına yönelik atılması gereken adımların siyasetidir. Çalışanların ortak beklentilerini gözetme, ortak mağduriyetlere birlikte ses verme siyasetidir. Asıl olan Türk Milletinin muzaffer olabilmesi ise yapılması gereken çalışanların buna hazır edilmesi siyasetidir. Devletimizi aziz kılma siyasetidir.
Sözün sonunda eksiklikleri ile bir hac yolculuğuna çıkacak olmamdan dolayı yol arkadaşlarımızdan, üyelerimizden, geçmişte üyelik iradesini bizlere teslim etmiş olanlarımızdan, sendikal mücadele vesilesiyle tanış olduklarımızdan, kutsal topraklara varacak olmanın heyecanıyla içinden geçip gitmekte olduğumuz dönemde varsa gözden kaçırdıklarımızdan dolayı helallik isterim.
Allah kalplerimizi en iyi bilendir.
Dr. Murat KARATAŞ
