Gaziantep, Kahramanmaraş ve Konya ziyaretlerimizi Rabbimizin izniyle kazasız belasız tamamladık. Bizleri gittiğimiz yerlerde, ziyaret etiğimiz okullarda, kurumlarda tebessümle karşılayan misafirperverliğini esirgemeyen başta üyelerimiz olmak üzere bütün eğitim çalışanlarına, müdürlerden güvenlik hizmetlerini yerine getiren bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Ancak bir kez daha müşahede ettik ki bizi ağırlayan o tebessümlerin bir büyük gerekçesi de ziyaret ettiğimiz yerlerde kurumsal olarak Birlik Eğitim Sen üyesi arkadaşlarımızın oluşturduğu, kurduğu, başarılı iletişimdir. Bundan dolayı daha da mutlu olduğumuzu söylemek isteriz.
‘’Önce Liyakat Sonra Hak söyleminin anlamlılığını arttırmak için açık yüreklilikle söylüyorum. Gerçekten önce liyakat… Bu ve bunun mücadelesindeki her arkadaşımı yürekten kutluyorum.’’
Sendikal söylemlerin benzeştiği bir dönemde, lafların, sözlerin yalama olduğu bir ortamda yapmamız gereken sözlerin hakikatine uygun davranmaktan öte bir şey değildir. Bu vatan, bu din, ecdadın bizlere yüklediği vebal ve sorumluluk sadece ben diyerek, evlatlarımızın maddi geleceklerini temin etme telaşında geçirilerek, üstesinden gelinebilecek bir sorumluluk alanı değildir.
Sendikacılık iktidarlara, baronlara, kendilerini kaf dağlarının imarı sayanlara rağmen yapılası bir şeydir. Korku imparatorluklarını kurup onlar üzerinden korku pompalayanlara da aldırış edilmeden, yürekle, cesaretle ama dua ile yapılası bir şeydir. Bugün asla siyasal değiliz, siyasilerce yönlendirilmiyoruz diyenlerin sözleri ile icraatları her durumu ortaya koyacak berraklıktadır. Halkın tercihlerini anketlerle okumaya çalışan ve farklı bakış açılarını değerlendirerek sonuç odaklı yürümeyi tercih eden siyasal iktidarlardan beklentimiz, bürokraside de aynı yöntemi uygulamaları kraldan çok kralcı üreten ve bedel ödeten bürokratların asla masum olmayan tercihlerini ve bu tercihlerin ortaya çıkardığı mağduriyetleri hakkaniyetle, objektif olarak tespit etmeleri ve müdahale etmeleridir. Bu açıdan vakıaları öğrendikleri bilgi kaynaklarını yanlı bakış açısından değil farklı açılardan takip edilmelidir.
Eğitim camiasında karşılaşılan her problem bizim öncelik alanımıza girecektir. Biz sadece öğretmenlerin, sadece yöneticilerin, sadece genel idari hizmetleri ve yardımcı hizmetleri yürütenlerin sendikası olmayacağız. Bir eğitim sendikası olarak eğitim çalışanlarının bir bölümüne göz ardı etmek, problemleri ile uğraşmamak ne kadar sorunsa bir zümresini alarak diğerlerini karalamak o denli sorundur. Bu açıdan bakıldığında her yıl eğitim ödeneği adı altında öğretmenlere yansıtılan ödeneğin arttırılması ancak sadece öğretmenlere değil bütün eğitim çalışanlarına yansıtılmasına yönelik bir çalışmanın da mutlaka yapılmasını destekleyip, gereğinin yapılmasına yönelik sorumlulukta olacağız. Adını koymalıyız öğretmen ödeneği mi, eğitim ödeneği mi? Adını koymalı, ağırlığını belirlemeli öyle davranmalıyız. Olması gereken hakikatleri olması gerektiği gibi paylaşmalıyız.
Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun