Aşağıdaki diyaloglar tamamen hayal ürünüdür!!!
Merdivenüstü Sendika (Malum-Sen): Kamu Çalışanları ve emekliler için gerçekleştirdiğimiz geçmiş Toplu Sözleşmelerde bir arpa boyu ilerleyemedik. Kamu çalışanını mutlu edebilecek şekilde direnemedik. Hoş siyaset ile olan bağımız, iktidar ile olan yakınlığımız buna engel oldu. Başaramadık…
Merdivenüstü Sendika (Yağdanlık): E direndin de direndin…Yok masada ki oturma düzeni yok yetkili sendika aidatı. Size sendikacılığı biz öğrettik. Lakin siz bizi de görmezden gelmeye başladınız…
Merdivenüstü Sendika (Malum-Sen): Üyelerimiz başta bütün kamu çalışanları görüyor artık bizdeki bitmişliği… Milli Eğitim Bakanlığını tahakküm altına aldığımız günler geride kalmak üzere. Müdür atamalarından, tayinlere kadar ehliyet-liyakat kavramlarına ne de çok müdahale etmişiz. Üreten değil kağıt üye sendikacılığı üzerinden her şekilde tüketen bir yapı haline dönüşmüşüz. Kamu kaynaklarını heba etmişiz…
Merdivenüstü Sendika (Yağdanlık): Eeee çözümün ne? Biliyorsun biz yok dersek hiçbir şey yapamazsınız…
Merdivenüstü Sendika (Malum-Sen): Diyoruz ki artık kamu çalışanları ve emeklileri için geçmişten bugüne iktidara verdiğimiz tavizlerden dolayı sözümüz masada itibar bulmaz… En iyisi sizin de nemalanacağınız bir yöntem ile, Sayın Bakan’ı ikna edelim… Siyasetsiz sendikacılık yapmaya çaba gösteren, gücünü gerçek manası ile üyelerinden alan, önce liyakat sonra hak diyerek avazı çıktığı kadar bağıran sendikaları merdivenaltı olarak ilan ettirelim. Diğer taraftan, Kamu çalışanlarının iradelerini aylık 88TL.lik aidat desteği ile tahakküm altına alalım. İş Güvencesi olmayan çalışanları ve onların büyük bölümüne geçmişte verilen sözleri unutarak, memuru ve emekliyi masada satalım.
Ama ölümü gösterip sıtmaya razı edelim….