29 Aralık 2012 – Basın Bildirisi

Paylaşmak İster misiniz?

Share on facebook
Facebook'ta Paylaş
Share on twitter
Twitter'da Paylaş

Yorum Yapabilirsiniz

asdasd

Bizler de Anlayış Bekliyoruz!

Sayın Milli Eğitim Bakanı ile aynı pencereden bakıyoruz! Bizler de her adımda, bizim olan çocuklarımızın eğitimi ve gelecekleri için çabalamak, eğitime emek hasredenleri desteklemek, gücümüz nispetinde mücadele etmek istiyoruz. Ancak Sayın Bakan tarafından, öğretmenin bu ulvi amaca yönelik rolüne dair durması gereken yerin, alması gereken hakkın, verilmesi gereken güvenin, oluşması gereken itibarın kurum içi ve kurum dışı görüş ve ifadelerle açıkça göz ardı edildiğini düşünüyoruz. Kendinizi izah etme gereğinin de sebebini bu tavırla ilişkilendiriyoruz.  Dolayısıyla oluşturmuş olduğunuz bu çelişki yumağının ülkemizde eğitimin ortak amacı olan nitelikli nesil yetiştirmeye gölge düşüreceğini ifade ediyoruz. Zaman zaman meslektaşlarımıza, eğitim çalışanlarına, veli-öğretmen ve yönetişim sorunları arasında sıkışan okul yöneticilerine yönelik kurmuş olduğunuz cümlelerde ortaya çıkan tehdit algısı ile ulaşılabilecek milli hedeflerin sığ kalacağını üzülerek söylüyoruz.

Eğitim çalışanları, kamu çalışanları ve dahası memleket sevdalıları elbette görevlerini, sorumluluklarını layıkıyla yapmak zorundalar. Öğrencilerine yürek devletini, başarıyı, tahammülü, paylaşmayı, merhameti, mücadeleyi ve daha nice olumlu davranışları kavratmak, yaşatmak durumundalar. Ancak sizler de ülkemizin her ilinde, ilçesinde, köyündeki eğitim sevdalılarında oluşan kötü algıyı ortadan kaldırmak için büyük bir çaba ve samimiyetle çalışmak zorundasınız. Elbette layık olma adına vazifelerimizi yapacağız. Ancak siz ve bütün erk sahipleri bilsin ki artık gözlerimizi kapamayacağız. Ülkemizin geleceğine yönelik atılan şeffaf, adil, tutarlı her olumlu adımı alkışlamak ancak yanlış olanla mücadele etmek konusundaki kararlılığımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecek.

Türkiye’de sendikaların sayısındaki artışın bir tiyatro oyununa başkaldırı olarak da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemizde sendika ihtiyacının olmadığına ancak sivil duruş sahibi sivil sendika ihtiyacının var olduğuna inanıyoruz. Tek tipçiliğin, benden olmacılığın, tümden kabul ediciliğin ya da tümden reddediciliğin ülkemize zarar verdiğinin bilinmesini istiyoruz. Bu açıdan da korku imparatorluklarının sonu geldiğini ancak gücün tipik maliyetinin halen böylesi bir yanlış tekrara gitmesini üzülerek değerlendiriyoruz.  Ülkenin geleceğini şekilcilikle izah etmenin anlamsızlaştığını, kılık kıyafetin, “kravatsız odasına girilemeyen amir anlayışının, astını şekilcilikle yoran amir anlayışının” çöktüğünü söylüyoruz.

Okullarda uygulanacak olan kılık-kıyafet serbestîsini olumlu bir adım olarak algılıyor, yaygınlaşmasında güvenlik tedbirleri müstesna bir beis görmüyoruz. Güvenlik konusunda çok daha dinamik ve sonuca yönelik adımlar atılabileceğini düşünüyoruz. Zengin- fakir ayrımına yönelik ifadelerin marka ayakkabısı ve çantası ile ders sonrası açtığı akıllı telefonu ile ve hatta birinci sınıf kalitede okul üniforması ile zaten belli olduğunu, dahası bu konudaki kaygıların anlamsız olduğunu düşünüyor, bu durumu yaşadığımız toplumda fakirin varlığını anlaması ve algılaması gereken zenginin, imtihanı olarak yorumluyoruz.

Sonuç olarak, siyasi mülahazaların gölgesinde yapılan konuşmaların, önyargı cümlelerinin, didişmelerin, seviye fukaralığının en çok ta eğitim hayatına, öğrencilere olumsuz örnek ve sonuçsuz gürültü olarak yansıdığını düşünüyoruz.

Bu neslin de siyasi ranta kurban edilmesine müsaade etmeyeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Modern Köleliğe Hayır – MEB TASARISINI KABUL ETMİYORUZ

Birlik Eğitim-Sen olarak sağduyulu davranılması gerektiğini söylüyor, çözdüğünden çok sorun üretecek MEB tasarısının yeniden bütün paydaşların düşünceleri ile değerlendirilmesini ifade ediyor, inatla atılan her adımın Türk Milletine bedel ödettiğini haykırıyoruz.

Devamını Oku »

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP