Efendimiz Sevgili Peygamberimiz,
Onun ümmeti olmak ve onun yolundan gidebilmek. Ona uymayan ölçüyü elimizin tersi ile itebilmek, hayat olsa tepebilmek. İçten pişmanlıklarımıza, yakınmalarımıza, günahlarımıza ağlayabilmek. İdrak fukaralığı çeksek de zaman zaman inkârın basitliğine düşmeden doğruca hakikat perdesini aralamaya çalışabilmek. Ve kelimenin kifayetsiz kaldığı zamanlarda aciz insanın sarılırken İlahına, yolundan gittiği Peygamber Efendimizin doğum gecesi olan mevlit Kandilinde yürekleri yeniden dağlayabilmek. Yeniden bir cemre gibi, yeniden toprağa düşebilmek. Kandilinizi tebrik ediyoruz.
Sevdanız Anadolu ise uyku girmemeli gözünüze, sevdanız Anadolu ise boşa geçirmemelisiniz zamanı. Bir Anadolu sevdasıyla, memleket türküleri söyleyen eğitimci arkadaşlarımız daha çok çalışmalı. Layık olma sevdası ile girişilecek her mücadelede, yenildiğimiz değil yorulduğumuz zamanların asıl sefalet olacağının şuurunda, gücün kaynağı olan değerlerimize daha çok sahip çıkmalı, hamasi dünyanın tuzağına düşmeden, eğitim yolunun yolcusu olmalıyız. Sendikamız hassasiyetle, çalışan eğitimci arkadaşlarımızın tamamını kuşatan bir anlayışa sahip olma yolunda ilerliyor. Yolculuğuna Trabzon’dan, Erzurum’dan, Gümüşhane’den, Bayburt’tan, Yozgat’tan, Gaziantep’ten çıkmış. Varış merkezi Ankara. Tedbirli, iddialı, kararlı ve geçmişin tuzaklarına düşmeden sizlerden aldığı sorumluluğun bilincinde Ankara’ya varma hedefiyle yürüyor. Ve biriz bizken, beraberken kor bir gücüz. Birliğimize, bizliğimize halel gelmesin. Bizleri Birlik Eğitim Sen ailesinin gücüne katacağınız her güç birlikte bizim gücümüz olsun.
Zaferle değil seferle yükümlü olduğumuz gerçeğinden hareketle heyecanımızı ve niyetimizi rakamlara, başarılara mahkûm kılmadan yürümeye devam edeceğiz. Bütün gayretimiz geriye döndüğümüzde “şunları da yapsaydık” pişmanlığına düşmemektir. Yıllarca eleştirdiğimiz şirketleşen sendika yapısına, baronlaşan sendika başkanlarına özenmeden mücadele etmek temel felsefemiz olacak. Hak ararken milletin hakkına hukukuna halel getirmemeye çalışacağız. Böyle bir sendikal ahlakla bu mücadeleyi yürütmenin zor olduğunu biliyoruz. Ancak en başından beri zora talip olduğumuzu farkındaydık. Bizi tedirgin eden mücadelenin zorluğu değil diğerlerine benzeme endişesidir. İnanıyoruz ki bir oldukça, diri oldukça bütün zorlukları aşacak bir nitelik gücüne sahibiz. 2012 yılından bugüne eğitim çalışanların özlük haklarında herhangi bir düzenleme yapılmadı. 2013 yılında da ses seda yok… Biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim için öncelikli olan şey ekonomik haklar değil yerle bir edilen itibarımızın iade edilmesidir. Her gün yazılı ve görsel basınında sözlü ve fiziki şiddete maruz bırakılan hatta katledilen eğitim çalışanları haberlerini eğitim çalışanlarını itibarsızlaştırmanın kısa vadedeki sonuçları olarak değerlendiriyoruz. Milli Eğitim Bakanının da bunun farkına varmasını umuyoruz. Bu konudaki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun.