Bir milleti millet yapan asli unsurları dili, dini ve kültürel ortaklığıdır. Osmanlı Türkçesinden koparılışımız, ecdadımızla olan tarihi bağlarımızı koparmış, kültürel değerlerimizden yoksun kalmış ve aidiyet duygumuzu derinden sarsmıştır.
Bir milletin gelecekte elde edeceği başarıların geçmişini anlamak ve ondan ders çıkarmak doğrultusunda olabileceği herkesçe malumdur. Öz be öz kültürel mirasımızı bugün okuyup anlayabilecek ve yorumlayabilecek çok az birey kalmıştır. Bu da bizim tarihimizin bizi bizden daha iyi anlatan avrupa devletlerinin insaniyetine bırakmaktadır.
Bizim Osmanlıca Türkçesinden kopmamızı dileyen mihraklar, bugün o kültürün bakiyelerini kullanarak ilimden ve fende gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmış ve iç refahlarını bu sistemle bulmaya çalışmışlardır.
Bizler eğer dirilmek istiyorsak bunun yalnız ve yalnız öz tarihimize ve kültürümüze sarılarak gerçekleşeceğini ve avrupai yırtma yapıştırmalarla değil bizi biz yapan değerlerle aleme nizam verme ülküsünün güdülebileceğine inanmaktayız.
Bunun en güzel basamaklarından biri olduğunu düşündüğümüz Osmanlı Türkçesinin zorunlu ders olarak getirilmesinin ehemmiyetli olduğunu ve destekçisi olduğumuzu belirtiriz.
