Bugün değerler adına, şahsiyet kazanma adına geçmiş ecdadımızın yaşantısını, ürettiklerini, mücadele anlayışını dillerine pelesenk edenlerin gözlerinden kaçan kendi şahsiyet imtihanlarında hem ikmale kalmaları hem de bir türlü başarı sağlayamamalarıdır. Yani bir yandan değerler eğitiminin önemini ifade etmekten geri durmayacaksın öbür taraftan hiç bir değere aldırış etmeden dosdoğru cümle kuracaksın. Bir yandan öğretmelerine, çalışanlarına ahkam kesecek diğer taraftan bütün değerleri yok sayarak koltukları işgal edeceksin. Bunun için de sen den icazet isteyecek sen senin şahsiyetini senleştirecek şahsiyetsizleşeceksin.
Sen ey gafil senden hoca olmaz! Yok eğer olursa kıl aldırmadığın burnunla dik dik gezer küçük dağları işaret edersin. BİLİM YOLUNDAN GEÇMEZ ADAMLIĞIN DA BEŞ PARA ETMEZ. Senden üniversitede yönetici de olmaz. Şayet olursa çalışanlarını cıvata muamelesine maruz bırakır üzersin. Doğru her insan her şeye alışır ancak saçtaki beyazın, yüzdeki kırışıklığın sebebi olur, zamanının dolmasını ve bir şekilde vazgeçilmez olduğunu düşündüğün görevlerinin elinden alınarak günah çıkartacağın günleri beklersin.
Ey Gafil -Sen! Senden sendikacı da olmaz. Kapı kapı dolanıp maniplatör gibi akademisyenlerin boşluğuna çalışırsın. Fırsatını bulduğunda pazarlamaktan geri durmadığın dava adamlığını şimdi sendikacılık kisvesi altında kurduğun küçük cümlelerle tarif eder, rüştünü ispat için her şeyini satarsın. Sayı için ne söylediğinin önemi yok. Çünkü sende omurga yok. Fukaralığını çektiğin şahsiyet yok. Sen güçlü iken yaptığın yanlışları unutup şimdi durumun sana sundukları ile yetinerek zaman zaman şuursuz, manasız, anlamsız, sonuçsuz tepkiler ortaya koyar tribünlere şirin görünmeye çalışırsın. Günü ve gündemi maslahat edersin. Yahut sağnak sağnak yanlışın sahibi olursun sen. Sırtını yasladığın güc sarmalının hırsıyla kulpçu dükkanının haylaz çırağı olursun. Hakkın adını kullanır haksızlık yaparsın.
Sen Ey Gafil! Senden ülkeye siyasetçi de olmaz söyliyeyim. Sen sapla samanı karıştırır ya çağdaş deyip çağ dışı, ya dindaş deyip din dışı davranır, MENFAATLERE GÖRE İNSANLARA PEŞKEŞ ÇEKERSİN. Makamının saygınlığını kendinden bilir milletin sana verdiği desteği, sana sunduğu imkânı nalıncı keseri gibi kendine yontarsın, yanılırsın. Rüyanda bile göremeyeceklerin önüne sunulduğunda her bir şeyi unutur kul hakkının gölgelisinde kırdığın kulların ahıyla köşeye sıkışmış bir boksör gibi sağa sola yumruklar atar alacağın ve nakavt olacağın son yumruk darbesini beklersin.
Sen sana yapılmasını istemediğini başkasına yapmaktan vazgeçtiğinde gücünü Hak’tan bilip haklıyı kaldırmak için kullandığında ve dünyanın gelip geçiciliğinde imtihanının aslında attığın her adım verdiğin her kararda var olduğunu bildiğinde sen olursun, vicdan sahibi olursun. Zulmün karşısında el olur, dil olur, söz olursun. Vesselam…