Yeni Bir Yükseköğretim Yasasına Doğru

Paylaşmak İster misiniz?

Share on facebook
Facebook'ta Paylaş
Share on twitter
Twitter'da Paylaş

Yorum Yapabilirsiniz

yök
Yükseköğretime yönelik talep küresel olarak artmakta, bütün dünyada yükseköğretim alanı genişlemektedir. Türkiye yükseköğretim alanı da gerek küresel eğilimlere ve gerekse 21. Yüzyıl Türkiye’sinin ihtiyaçlarına uygun olarak büyümektedir. Türkiye Yükseköğretimi erişim sorununun önemli ölçüde azalmaya başladığı, her ilimizde en az bir üniversite açıldığı, İstanbul, Ankara ve İzmir’in yanısıra bazı büyük Anadolu kentlerimizde de sayıları üçü, dördü bulan üniversite sayılarına ulaşıldığı ve kontenjanların genişlediği bir dönemi yaşamaktadır. Gelişmiş, müreffeh ve küresel dünyada rekabet edebilen bir Türkiye için söz konusu büyüme trendinin sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi elzemdir. Bununla birlikte mevcut yükseköğretim sistemimiz, bu büyüme sürecinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi ve kaliteli bir yükseköğretim alanı inşa edilebilmesi noktasında bir yeniden yapılandırma ihtiyacı ile karşı karşıyadır. Söz konusu yeniden yapılandırma sürecinde, üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite standartları içerisinde gelişebilmesine, kurumsal özerklik ve hesap verebilirliğine, rekabet imkânlarının geliştirilmesine ve finansal esneklik içerisinde faaliyet gösterebilmelerine imkân tanıyacak bir sistem hedeflenmektedir.
Yükseköğretim sistemimizin yeniden yapılandırma süreci, bölgesel ve küresel bir güç olma iddiası taşıyan ülkemizin rekabet üstünlüğünün geliştirilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması, sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılabilmesi ve demokratik bir siyasal kültürün geliştirilmesi için de bir araç olarak görülmektedir. Üniversitelerimizi çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada varolduğu, farklı paradigma, yaklaşım ve tezlerin birbirileriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinde bulunulduğu mekanlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden yapılandırma sürecinden geçmektedir.
Önümüzdeki yılların bütün dünyada yükseköğretim alanında yoğun bir uluslararasılaşma, kitleselleşme ve kalite rekabetinin yaşanacağı bir zaman dilimi olacağı dikkate alındığında yükseköğretim kurumlarımızın kurumsal olarak daha özerk, rekabete daha açık, daha esnek ve daha güçlü bir biçimde örgütlenebilmesinin önü açılmalıdır. Yükseköğretim kurumlarımızın dünyadaki saygınlıklarının artması, bir yandan bölgesinin zenginliklerinden beslenen diğer yandan dünyayla daha çok bütünleşen bir yapıya kavuşabilmelerine, daha çok ve nitelikli uluslararası öğrenci ve araştırmacı çekebilmelerine, uluslararası araştırma ve yenilik kapasitesi geliştirebilmelerine ve rekabette daha avantajlı konumlar elde edebilmelerine bağlıdır.
Yeniden yapılandırma sürecinin başlıca adımı, yeni bir yükseköğretim yasasıdır. Yaklaşık 1.5 yıldır Yükseköğretim Kurulu bünyesinde çeşitli safhalardan geçerek tartışılan yeni yasa çalışmaları belli bir olgunluğa erişmiş, bütün paydaşlarla tartışmak ve fikir alışverişinde bulunmak aşamasına varılmıştır. Bu süreçte, Yükseköğretim Kurulu bünyesinde şekillendirilmeye çalışılan yasa çalışmalarının ana dayanağı, Mart 2011’de kamuoyuna ilan edilen “Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılmasına Dair Açıklama”da belirtilen temel amaçlar ve ilkeler olmuştur: (bkz.https://basin.yok.gov.tr/ ?page=duyurular&v= read&i=248).
1. Çeşitlilik
2. Kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik
3. Performans değerlendirmesi ve rekabet
4. Mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı
5. Kalite güvencesi
Tartışmaya açılan yasa çalışmasının dayandığı temel ilkelerin başında çeşitlilik ilkesi gelmekte, üniversiteleri farklılaştırmaya eğilimli bir yapı hedeflemektedir. Özellikle üniversite yönetimlerinin tek-tip ve merkezî politikalar ekseninde yapılandırılması yerine, farklı özelliklerdeki üniversitelerin farklı yönetim modelleri eşliğinde faaliyette bulunabilmeleri öngörülmektedir. Bunun yanında yükseköğretim kurumlarımızın özellikle bölgesel dinamikleri ve ihtiyaçları da gözeterek farklı alanlara odaklanabilmelerini, gerekli yetkinliklere sahip üniversite ve/veya yükseköğretim birimlerimizin araştırma işlevlerini öne çıkarabilmelerini mümkün kılan bir yapı tasarlanmaktadır. Yine bu çerçevede çeşitlendirilmiş eğitim tekniklerine imkan tanıyan bir yapı kurulmakta, yüz yüze eğitimi önemsemekle birlikte çeşitlendirilmiş uzaktan eğitim model ve örgütlenmelerine de imkan tanıyan bir öğretim ortamı oluşturulmaktadır.
Bu doğrultuda Yükseköğretim Kurulu bünyesinde yürütülen yasa çalışmaları, yükseköğretimde kurumsal özerkliği teşvik etmekte, yükseköğretim kurumlarımıza yaptıkları akademik üretim (eğitim, araştırma ve toplumsal hizmet alanlarında) üzerinden kendi alanlarını genişletme imkanı sağlanmaktadır. Yükseköğretim Kurulu bünyesinde tartışılamaya başlanan yasa hazırlıkları, kurumsal özerkliğin teminat altına alınabilmesi adına şeffaflığı ve hesap verilebilirliği de bir zorunluluk olarak görmekte, yükseköğretim kurumlarımızın yerel, ulusal ve uluslararası düzlemlerde hesap verebilir hale gelmelerini öngören bir yapı tasarlamaktadır. Bu bağlamda bütün yükseköğretim kurumları şeffaf bir yapı içerisinde kendi kurullarına, öğrencilerine, öğretim elemanlarına, bulunduğu bölgeye, ilgili üst-kurula ve ulusal ve uluslararası kalite kuruluşlarına hesap verebilecektir.
Çeşitlilik ve kurumsal özerklik ilkelerini bütünleyen bir diğer ilke ise rekabet imkan ve ortamlarının geliştirilmesidir. Yeni bir yükseköğretim yasası öngörülürken, yapılan tespitlerden biri ülkemiz yükseköğretiminin en önemli sorunlarından birinin mevcut rekabetsizlik ortamı olduğudur. Rekabeti teşvik etmek, yükseköğretim kurumlarının performansı öne çıkaran bir yönetim modeli geliştirmesini zorunlu kılmaktadır. Akademik üretimi merkeze alan bir yapı önerildiği için, akademisyenlerin performansları doğrudan kurumun performansına yansımaktadır. Önerilen bu yapının arkasındaki zihinsel önermelerden biri de, nitelikli öğretim elemanlarının akademik yapının kilit taşları olduğudur. Zira yükseköğretim kurumlarının, bünyelerindeki öğretim elemanlarının akademik başarı puanları üzerinden konumlandırılmaları ve böylelikle Türkiye yükseköğretim alanı içindeki yerlerinin farklılaşabilmesi düşünülmektedir.
Bütün bu sürecin önemli adımlarından biri de yeni bir yükseköğretim finansman modeli geliştirebilmektir. Bu nedenle yeni yasanın tasarım sürecine yön veren ilkelerden biri de yükseköğretim kurumlarımızın mali esneklik içerisinde hareket edebilmeleri ve finansal kaynaklarını çeşitlendirebilmeleridir. Bu yapı içerisinde üniversitelerimizin bölgesinden ve mezunlarından daha fazla katkı alabilmelerini teşvik eden bir sistem öngörülmektedir. Bunun yanında üniversitelerimizin uluslararası projeler üreterek kaynak sağlamalarının da yolu açılmaktadır. Mali kaynakların çeşitlendirilmesi (çok kaynaklı gelir yapısı) tek başına yeterli değildir; Buna, kaynak kullanımında esneklik de dahil edilmektedir. Yeni yasa, üniversitelerin bütçe kullanımında daha esnek bir çerçeve içerisinde hareket edebilmelerine imkan tanımayı amaçlanmaktadır.

Yeni yasanın tartışma sürecine yön veren ilkelerden biri de Türkiye yükseköğretiminin başarılı uluslararası muadilleri ile yarışabilecek ölçüde bir kalite ve denetim sistemine kavuşmasının elzem olduğudur. Bu bağlamda Yükseköğretim Kurulu bünyesinde şekillendirilmeye çalışılan yasa önerisi uluslararası tanınırlığı olan bir kalite sisteminin inşasını temel almakta, Yükseköğretim Kurulu’nun en önemli işlevlerinden biri olarak rekabetçi bir ortamın oluşumuna katkıda bulunacak bir kalite ve akreditasyon sistemi geliştirmeyi bir zorunluluk olarak görmektedir. Yükseköğretimin yeni yasal çerçevesi içerisinde “Yükseköğretim Kurulu”, bugüne kadar olduğu gibi sadece girdi kontrolü değil, süreç ve çıktı kontrolü de yapmak zorundadır.
Yeni yükseköğretim yasasının aciliyetlerle değil, Türkiye’nin gerçek ihtiyaç ve potansiyelleri gözetilerek hazırlanması gerektiği, bunun yanında yükseköğretim birikimimizin birbirini dışlayan ikilemlerin (piyasa-devlet, yerel-ulusal, küreselulusal, araştırma-eğitim, atama-seçim) tuzağına düşmeden özgün modeller geliştirebilecek potansiyeli taşıdığı sürekli hatırda tutulması gereken bir durumdur. Bütün bu gerekçe ve hedeflerle Yükseköğretim Kurulu, yukarıda ifade edilen genel kabuller doğrultusunda yeni yükseköğretim yasası çalışmalarını başlatmış ve daha nitelikli eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal hizmet girişimlerine imkan tanıyan bir yasal zemin arayışına girişmiştir. Yükseköğretim Kurulu, söz konusu arayışın bir uzantısı olarak bugüne kadar geliştirdiği, uzun bir tartışma süreci içerisinde olgunlaştırdığı ve yasa yapım sürecinin ana unsurlarını oluşturacak olan yaklaşımları, temaları ve modelleri tartışmaya açmaktadır. Aşağıdaki metin, Yükseköğretim Kurulu bünyesinde yeni Yükseköğretim Yasası etrafında yapılan çalışmalarda öne çıkan eğilimleri ve bazı tartışma başlıklarını özetlemektedir. Bu metnin Türkiye Yükseköğretiminin bütün paydaşları ile paylaşılmasındaki başlıca amaç, burada öne çıkan öneri, eğilim, model ve alternatiflerin Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verilebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı ile kalite güvencesi ilkeleri etrafında zenginleştirilerek, ülkemizin 21. Yüzyıl vizyonuna uygun, nitelikli bir yükseköğretim alanı inşa edilmesine katkıda bulunmaktır.
Aşağıda gündeme getirilen öneri, eğilim, model ve alternatiflerin yükseköğretim uzmanları, yükseköğretim kurumlarının yönetici ve mensupları, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri başta olmak üzere toplumumuzun farklı kesimlerince tartışmaya açılarak zenginleştirilmesi en temel beklentimizdir. Yeni yasanın tasarım sürecinde, yükseköğretim kurumlarının finansman ve işleyiş, yönetim ve yoğunlaşma alanları itibariyle farklılaştırılması gerektiği fikri ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda yükseköğretim kurumlarının, finansman ve işleyiş açısından devlet, vakıf ve özel yüksek öğretim kurumları, yönetim açısından kurumsallaşmış ve kurumsallaşmakta olan yüksek öğretim kurumları ve yoğunlaşma alanları itibariyle araştırma ve eğitim ağırlıklı yüksek öğretim kurumları olarak farklılaştırılabileceği fikri belirginleşmiştir. Aşağıda sunulan modeller ve tartışma başlıkları yükseköğretim kurumlarının bu üç alan içindeki konumları esas alınarak öne sürülmektedir. Bu çerçevede elinizdeki metin sekiz ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, yükseköğretim kurumu statüleri, ikinci bölümde yükseköğretim kurumunun yönetimindeki ana organlar, üçüncü bölümde yükseköğretim alanının koordinasyonu ve üst yönetimi, dördüncü bölümde eğitim, beşinci bölümde yükseköğretimde araştırma, altıncı bölümde yükseköğretimin toplumsal hizmet rolü, yedinci bölümde yükseköğretimin denetimi ve kalite sistemi ve sekizinci bölümde öğretim elemanı atama yükseltme süreçleri ele alınmaktadır.
Birkaç not:
Bütün paydaşların tartışmasına açılan bu metinde ortaya konulan düşünce, öneri ve modeller mevcut Anayasadaki ilgili maddelerin değişeceği varsayımıyla hazırlanmıştır; burada önerilen bütün sayılar ve yeni adlandırmalar tartışmaya ve farklı önerilere açıktır; mali ve idari teşkilatla ilgili konular ayrıca tartışmaya açılacaktır; metinde geçen Kurul ifadeleri Yükseköğretim Kuruluna atıf yapmaktadır.
1. YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU STATÜLERİ
Yükseköğretim Kurumlarının görevlerinin,
• Bireylerin fırsat eşitliği içinde bilgi, beceri ve yetkinlik ile donatılmasına, eleştirel düşünme becerilerine sahip, insan hakları, demokrasi ve kültürel değerler konusunda duyarlı ve aktif olmasına yönelik eğitim öğretim hizmeti vermek,
• Bilimsel bilgi ve teknoloji üretimine yönelik araştırmalar ve yayınlar yapmak,
• Toplumsal ihtiyaçların giderilmesi bakımından kamu hizmeti üretmek, ülkenin gelişmesini ilgilendiren sorunlarını öğretim ve araştırma konusu yapmak, ihtiyaçlara uygun meslek elemanlarının yetişmesine katkıda bulunmak,
• Yükseköğretim kurumlarında özgürce araştırma ve bilimsel çalışma yapılması ve topluma sunulması için uygun ortam hazırlamak, olarak nitelendirildiği yeni yapıda üç farklı yükseköğretim kurumu statüsü öngörülmektedir:
1) Kamu tüzel kişiliğini haiz ve kanunla kurulan Devlet yükseköğretim kurumu,
2) Özel hukuk tüzel kişiliğini haiz ve Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan Vakıf yükseköğretim kurumu ve
3) Özel hukuk tüzel kişiliğini haiz ve Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan Özel yükseköğretim kurumu. Bu yeni yapıda Yabancı Yükseköğretim Kurumları da öngörülmektedir. Buna göre, yabancı yükseköğretim kurumlarının Türkiye’de fakülte, enstitü ve meslek yüksekokulu açabilmesine Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilebilir. Ayrıca, Türkiye’deki devlet yükseköğretim kurumlarının yurtdışında yükseköğretim birimi açabilmesine Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilebileceği; Türkiye’deki vakıf ve özel üniversitelerin ise Kurula bilgi vermek suretiyle yurtdışında birim kurabileceği değerlendirilmektedir.
Devlet Üniversitelerinin üst yönetiminde kurumsallaşma derecelerine göre farklı modellerin uygulanması bu üniversitelerde sağlıklı ve etkin bir yönetim süreci için gerekliliktir. Bu nedenle belirlenen şartları taşıyan kurumsallaşmış bazı üniversitelerde Üniversite Konseyi kurulabilecektir. Devlet üniversitelerinde Bakanlar Kurulu kararı ile kurulacak olan Üniversite Konseyinin kuruluş şartları arasında, şu anki tartışmalar itibariyle, en az 10 yıldan beri faaliyette olması; son 5 yıl içinde yükseköğretim kurumunun bütçesinin, Kurul tarafından belirlenen miktarının kendi öz gelirlerinden elde edilmesi; öğretim elemanlarının son 3 yıllık akademik faaliyet puan ortalamasının, 10 yıldır faaliyetini sürdüren devlet üniversitelerinin öğretim elemanlarının ortalamasından fazla olması; öğretim elemanlarının en az üçte ikisinin katıldığı bir oylamada katılanların salt çoğunluğunun oyu ile kabul edilmesi ya da oylama olmaksızın Yükseköğretim Kurulu tarafından doğrudan Bakanlar Kuruluna teklif edilmesi gibi şartlar bulunmaktadır.
Üniversite Konseyi, mevcut öneride, 11 kişiden oluşur. 5 üye üniversitenin her biri farklı fakültelerden ve bölüm başkanı ve üstü herhangi bir idari görevi olmayan kendi öğretim üyeleri arasından; 2 üye Bakanlar Kurulu tarafından; 2 üye Yükseköğretim Kurulu tarafından (ilgili üniversitenin profesörleri) arasından seçilir. Bu 9 üyenin seçeceği 1 üye ilgili üniversitenin mezunları arasından; 1 üye üniversitenin bulunduğu ilde en çok vergi verenler arasından ve/veya üniversiteye en çok bağışta bulunanlar arasından seçilir. Üniversite Konseyi, rektör ve dekanları seçer ve atar; Üniversite stratejik planını ve performans programını onaylar; üniversite yatırım programını karara bağlar; Üniversite adına kamulaştırmaya, gayrimenkul satın alınmasına ve üniversitenin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesisine karar verir; öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirler; sözleşmeli öğretim elemanlarına ve idari personele yapılacak ücret ve diğer ödemeleri belirler; senatonun ve üniversite yönetim kurulunun bazı kararlarını onaylar.
Kurumsallaşmış ancak üniversite konseyi kurulabilmesi için öngörülen kriterleri karşılamayan üniversitelerde ise mümkün olduğu kadar, kurumsal özerklik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri ve Kurulun belirlediği standartlar çerçevesinde, senato ve üniversite yönetim kurullarına (aşağıda ilgili kısımlarda görüleceği üzere) yetki devri yapılması planlanmaktadır. Yeni kurulan veya kuruluşu üzerinden belli bir süre geçmemiş (örneğin 10 yıl) ve/veya öğretim üyesi sayısı belli bir sayıya ulaşmamış (örneğin 100) olan yükseköğretim kurumları ise kurumsallaşmakta olan yüksek öğretim kurumları olarak tavsif edilmektedir. Henüz kurumsallaşmasını tamamlayamamış bu üniversitelerin ise, bir yandan bulundukları ilin ve bölgenin, diğer yandan ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda stratejik planlama ve kalite güvencesi süreçleri doğrultusunda yapılandırılmaları ve bu bağlamda kurumsallaşmalarını tamamlayana kadar Yükseköğretim Kurulu (ve ilgili kurum ve kuruluşlar) ile koordineli bir şekilde çalışmalarına devam etmeleri planlanmaktadır.
2. YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUNUN YÖNETİMİNDEKİ ANA ORGANLAR
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılma sürecinde düzenlenmesi gereken en önemli alanlardan biri de üniversitelerin hangi ana organlar tarafından yönetileceği, bu organların nasıl belirleneceği konusudur. Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarının rektörlük, senato, üniversite yönetim kurulu, fakülte, enstitü ve bölüm gibi temel organları, yönetici ve üyelerinin kompozisyonu, üniversite yönetim süreçlerindeki yetki, görev ve sorumlulukları aşağıdaki şekillerde formüle edilmektedir.
Rektör
Yeni yasa süreci ile ilgili yürütülen tartışmada devlet üniversitelerinde Rektör’ün, profesör unvanına sahip olan öğretim üyeleri arasından 5 yıllığına atanması; Bir kişinin aynı devlet üniversitesinde üst üste iki defa rektörlük yapamaması; Bir devlet üniversitesinde üç bilim alanından (fen ve mühendislik bilimleri, sosyal ve beşeri bilimler, sağlık bilimleri olmak üzere) iki defa üst üste rektör seçilememesi önerilmektedir. Öğrenci sayısının 50.000’in üzerinde olduğu üniversitelerde 5 rektör yardımcısı görevlendirilebilmesi tartışılmaktadır. Bu bağlamda rektörün görevleri, üniversiteyi stratejik planına ve performans programına, Yükseköğretim Kurulunun, üniversite senatosunun ve üniversite yönetim kurulunun kararlarına uygun olarak yönetmek; Senato ve üniversite yönetim kuruluna başkanlık etmek; Üniversite birimleri arasında düzenli ve uyumlu çalışmayı sağlamak; Üniversite tüzel kişiliğini temsil etmektir.

Rektör atama süreçleri

Rektör atama süreçleri, Üniversite Konseyi kurulan, kurumsallaşmış fakat konsey kurulmamış ve kurumsallaşmakta olan devlet üniversitelerinde farklı şekillerde işlemektedir. Üniversite Konseyi oluşturulan üniversitelerde rektör atama süreci, Üniversite Konseyi tarafından Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu marifetiyle yürütülür. Komisyonun belirlediği ve Konseyin onayladığı başvuru şartları ile ilana çıkılır. Komisyon, bu ilana başvurmuş profesör adaylar arasından gerekçesini belirterek 3 kişi belirler. Bu 3 kişiden biri, üniversite konseyi tarafından seçilir ve konsey başkanı tarafından atanır. Kurumsallaşmış fakat konsey kurulmamış üniversitelerdeki rektör atama süreçleri söz konusu olduğunda farklı alternatifler gündeme gelmektedir. Birinci alternatife göre bir Yükseköğretim Kurulu üyesi başkanlığında Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu oluşturulur. 2 komisyon üyesi Kurul tarafından, Yükseköğretim Kurulu üyeliği, rektörlük veya dekanlık yapmış öğretim üyeleri arasından seçilir. 3/4 üye, ilgili üniversite senatosu tarafından, farklı fakültelerden seçimle gelen kendi üyeleri arasından belirlenir. Bu 5/6 kişi tarafından: 1 üye, üniversitenin bulunduğu ildeki en çok vergi verenler ve/veya üniversiteye en çok bağışta bulunanlar arasından seçilir. 1 üye ise varsa ilgili üniversite mezunlarının kurduğu en çok üyeye sahip mezunlar derneğinin başkanından oluşur. Öğrenci konseyi başkanının bu sürece dahil olması da tartışılmaktadır. Komisyonun belirlediği, Kurulun onayladığı başvuru şartları ile ilana çıkılır. Komisyon, bu ilana başvurmuş profesör adaylar arasından gerekçesini belirterek 3 kişi belirler. Bu 3 kişiden biri, Kurul tarafından gizli oyla seçilerek atanır.
İkinci alternatife göre yukarıda tanımlanan Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu tarafından belirlenecek 3 kişi arasından Üniversitede yapılacak seçimde en çok oy alan kişi Kurul tarafından rektör atanır. Üçüncü alternatifte ise birkaç model söz konusudur. Bunlar arasında,
A) ilk turda beşte üç oy aranan iki turlu seçim;
B) aynı seçimde üniversite yönetim kurulu üyeleri, senatörler ve dekanların da seçilmesi;
C) belli kesimlerin (Öğretim üyeleri, öğrenciler, idari personel, mezunlar) belli kotalarla ikinci seçmenleri (yüzde 50 öğretim üyesi, yüzde 25 dış paydaş, yüzde 25 iç paydaş- mezunlar, idari personel ve öğrenci) seçmesi gibi modeller tartışılmaktadır. Bu modellerde en çok oy alanın rektör olarak atanması veya en çok oy alan üç kişinin Kurula ya da Cumhurbaşkanına sunulması da tartışılmaktadır.
Yeni kurulan veya kuruluşu üzerinden belli bir süre geçmemiş ve/veya öğretim üyesi sayısı belli bir sayıya ulaşmamış kurumsallaşmakta olan üniversitelerde ise Rektörün, Kurul tarafından yapılan ilan üzerine, başvuran adaylar arasından, Kurul tarafından seçilerek atanması düşünülmektedir. Vakıf üniversiteleri ve Özel üniversitelerde ise Rektörün, üniversite mütevelli heyeti tarafından teklif edilerek Kurul tarafından atanması öngörülmektedir.
Senato
Üniversitenin akademik konularda en üst karar organı olan Senato, her dönemde en az iki defa olmak üzere, rektörün çağrısı üzerine toplanır. Rektörün başkanlığında, rektör yardımcıları, dekanlar ve her fakülteden fakülte öğretim üyeleri tarafından 3 yıl için seçilecek birer öğretim üyesinden, enstitü müdürleri ve ayrıca meslek yüksekokulları müdürlerinin kendi aralarından seçeceği en fazla 3 müdürden, ve öğrenci temsilcisinden oluşur. Senatonun öngörülen görevleri arasında şunlar sayılabilir: Üniversitenin stratejik planını karara bağlamak; Üniversitenin akademik konularda çıkarabileceği yönetmelikleri kabul etmek; Üniversite bünyesinde fakülte, enstitü, araştırma enstitüsü ve konservatuar kurulmasını teklif etmek; Üniversite bünyesinde meslek yüksekokulu, araştırma veya uygulama merkezi, bölüm, anabilim ve ana sanat dalı ile bilim dalı ve sanat dalı kurulmasını karara bağlamak.
Üniversite Yönetim Kurulu
Üniversitenin idari konularda en üst karar organı olan Üniversite Yönetim Kurulunun, rektörün başkanlığında dekanlar, enstitü müdürleri, konservatuar müdürü, meslek yüksekokulları müdürlerinin kendi aralarından seçeceği 1 müdür ve üniversite öğrenci temsilcisinden oluşması öngörülmektedir. Rektör yardımcıları oy hakkı olmaksızın toplantılara iştirak ederler. Görevleri arasında, Üniversite stratejik planını hazırlamak; Üniversitenin performans programını karara bağlamak; Üniversitenin her yıl düzenli olarak eğitim öğretim, araştırma, topluma hizmet faaliyetlerini belirlenen performans ilkelerine göre değerlendiren öz değerlendirme raporunu hazırlamak ve kamuoyuna açıklamak; Üniversitenin yatırım programını ve bütçe tasarısını hazırlamak; Akademik personelin atanmasını karara bağlamak sayılabilir.
Fakülte
Fakülte Yönetiminin ana organları, Dekan, Fakülte Yönetim Kurulu, Fakülte Kurulu ve yılda en az bir defa fakültenin kadrolu bütün öğretim elemanlarıyla toplanacak olan Akademik Kurul olarak öngörülmektedir.
Dekan
Temel görevleri fakülteyi üniversitenin stratejik planına ve performans programına; Senatonun, üniversite ve fakülte yönetim kurullarının kararlarına uygun olarak yönetmek olan Dekanın atanması Üniversite Konseyi olan ve olmayan devlet üniversitelerinde farklı şekillerde öngörülmektedir. Üniversite Konseyi olan Devlet Üniversitelerinde Dekan ilan üzerine başvuran profesör unvanına sahip adaylar arasından Konsey tarafından üç yıl süreyle atanır. Üniversite Konseyi, dekanın, başvuran adaylar arasından, fakültede kadrolu olarak görev yapan öğretim üyeleri tarafından seçilmesine de karar verebilir. Üniversite Konseyi Olmayan Devlet Üniversitelerinde ise üç alternatif üzerinde tartışılmaktadır. Birinci alternatifte Dekan, ilan üzerine başvuran profesör unvanına sahip adaylar arasından üniversite yönetim kurulu tarafından üç yıl süreyle atanır. İkinci alternatife göre üniversite yönetim kurulu, dekanın, başvuran adaylar arasından, fakültede kadrolu olarak görev yapan öğretim üyeleri tarafından seçilmesine karar verebilir. Üçüncü alternatifte ise, Üniversite senatosu tarafından seçilen, Dekan Seçme Komisyonu tarafından belirlenen şartlar dahilinde internet sitesinde yapılan ilan üzerine başvuran profesör adaylar arasından seçilen 3 aday arasında fakültede kadrolu öğretim üyelerince yapılan seçimde en fazla oy alan kişi üniversite yönetim kurulu tarafından dekan olarak atanır. Üç yıl için atanan dekanlar aynı fakültede üst üste en fazla iki dönem görev yapabilir. Vakıf ve Özel yükseköğretim kurumlarında ise ilan ve müracaat şartı olmaksızın dekan doğrudan rektör tarafından atanır.

Fakülte Yönetim Kurulu
Fakültenin en üst idari ve akademik organı olan Fakülte Yönetim Kurulu, dekanın başkanlığında, dekanın ya da fakülte kurulunun belirleyeceği 3 veya 5 bölüm başkanı; Fakültede kadrolu profesör, doçent, yardımcı doçent ve diğer öğretim elemanlarının kendi aralarından seçeceği birer temsilci; ve fakülte öğrenci temsilcisinden oluşur. Bölüm sayısı dörtten az olan fakültelerde eksik kalan üyeler öğretim üyeleri arasından dekan tarafından atanır. Dekan yardımcıları oy hakkı olmaksızın toplantılara iştirak eder. Üyelerin görev süresi dekanın görev süresi ile sınırlıdır. Fakülte Yönetim Kurulu, fakültenin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri ile bu faaliyetlerle ilgili esasları, plan ve programların uygulanmasını sağlamak, eğitim ve öğretim takviminin uygulanmasını temin etmek ve öğrencilerin kabulü, ders intibakları ve çıkarılmaları ile eğitim-öğretim ve sınavlara ait işlemler hakkında karar almakla mükelleftir.
Fakülte Kurulu
Yılda en az iki defa Dekanın çağrısı üzerine toplanması öngörülen Fakülte Kurulunun başlıca görevi, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri ile bu faaliyetlerle ilgili esasları, plan ve programlara ilişkin fakülte yönetim kuruluna öneride bulunmak, görüş bildirmek olarak tanımlanmaktadır. Fakülte Kurulunun şu üyelerden oluşması öngörülmektedir: Dekanın başkanlığında, fakülteye bağlı bölüm başkanları ile profesörlerin kendi aralarından seçecekleri 3, doçentlerin kendi aralarından seçecekleri 2, yardımcı doçentlerin kendi aralarından seçecekleri 1 öğretim üyesi. Tek diploma programı olan fakültelerin bu uygulamanın dışında tutulması tartışılmaktadır.
Enstitü
Yeni sistemde iki tür enstitü öngörülmektedir: Lisansüstü Enstitüleri ve Araştırma Enstitüleri. Bir üniversitede, sosyal ve beşeri bilimler, sağlık bilimleri ile fen ve mühendislik bilimleri enstitüleri olmak üzere en fazla üç lisansüstü enstitü kurulabilmesi önerilmektedir. Enstitünün en üst yöneticisi olan enstitü müdürü, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından öğretim üyeleri arasından üç yıl için atanır. Enstitü Yönetim Kurulu, müdürün başkanlığında, müdür yardımcıları ile üniversite yönetim kurulu tarafından kendi üyeleri dışından, varsa farklı fakültelerden seçilecek 7 öğretim üyesinden oluşur. Üyelerin görev süresi müdürün görev süresi ile sınırlıdır. Lisansüstü program teklifleri bölüm başkanları tarafından yapılır. Bir veya birden çok bölümün ortak olarak teklif ettiği disiplinler arası lisansüstü programlar için enstitü yönetim kurulu ilgili bölümlerden bir öğretim üyesini koordinatör olarak görevlendirir.
Bölüm
Bölüm başkanı, bölümün akademik derecesi en yüksek kadrolu öğretim üyesi arasından yine kadrolu öğretim üyelerinin oyları ile belirlenir ve Dekan tarafından 3 yıllığına atanır. Bölümün öğretim üyesi sayısının beşten az olması durumunda bölüm başkanı doğrudan dekan tarafından atanır. Bölümlerin altında anabilim veya ana sanat dalları kurulması halinde anabilim dalı veya ana sanat dalı başkanı, anabilim dalı veya ana sanat dalı öğretim üyeleri tarafından seçilir. Lisans düzeyinde doğrudan öğrenci alan fakültelerde bölüm kurulmaz. Meslek Yüksek Okullarının genel yapısı ve fonksiyonları aynı kalmakla birlikte, ülkenin ihtiyaç duyduğu önlisans düzeyinde yeterliliklere sahip, mesleki ve teknik insan gücünü yetiştirmek amacıyla, Türkiye Yüksekögretim Kurulu bünyesinde,
Mesleki ve Teknik Eğitim Koordinatörlüğü (METEK) kurulması planlanmaktadır.
Türkiye Öğrenci Konseyi
Sunulan hizmetler ile eğitim öğretim ortam ve şartlarının iyileştirilmesi, üniversite yaşamının kalitesinin arttırılması, öğrencilerin üniversite sonrası döneme hazırlanması amacıyla üniversite karar süreçlerine öğrencilerin katkılarının sağlanması amacıyla rektörlüğe önerilerde bulunmak gibi amaçlarla her üniversitede bir öğrenci konseyi oluşturulur.
3. YÜKSEKÖĞRETİM ALANININ KOORDİNASYONU VE ÜST-YÖNETİMİ
Türkiye yükseköğretiminin yeniden yapılandırma süreci içerisinde en önemli tartışma başlıklarından biri de yükseköğretimin koordinasyonu ve üst-yönetiminin nasıl şekillendirileceği konusudur. Bu bağlamda ‘Yükseköğretim Kurulu’nun nasıl örgütleneceği ve işlevlendirileceği konusu gündeme gelmektedir. Halihazırda yapılan tartışmalarda Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak isimlendirilmekte ve üç organdan müteşekkil bir yapıya kavuşturulmaktadır. Türkiye yükseköğretim üst-yönetimi bağlamında ‘Üniversitelerarası Kurul’un bir akademik danışma kurumu olarak faaliyet gösterecek Rektörler Kurulu’na dönüştürülmesi ve bunun yanında daha geniş bir danışma birimi olarak Yükseköğretim Şurası adıyla yeni bir yapı oluşturulması öngörülmektedir.
Türkiye Yükseköğretim Kurulu
Türkiye Yükseköğretim Kurulu, Genel Kurul, Yürütme Kurulu ve Başkanlık olmak üzere 3 organdan müteşekkil yapısını muhafaza etmektedir. Bu yeni yapıda, Türkiye Yükseköğretim Kurulu’nun bir kurum gibi yapılandırılması, çalışanlarının yükseköğretim uzman yardımcılığı ve yükseköğretim uzmanlığı şeklinde örgütlendiği bir yapı öngörülmektedir. Yükseköğretim Genel Kurulu Kurulun en üst karar organıdır ve başkan dâhil 20/21 üyeden oluşur. Çeşitlilik, akademik ve bilimsel özgürlük, kurumsal özerklik, şeffaflık, hesap verilebilirlik, rekabet, kaynak kullanımında esneklik ve kaliteyi esas alarak aşağıdaki görevleri ifa etmesi tartışılmaktadır: Yükseköğretim kurumlarının kurulması, birleştirilmesi veya kapatılması için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunmak; ulusal yeterlilikleri belirlemek, yurtiçinden ve yurtdışından öğrenci kabulü, değişimi, ortak dereceler, dikey ve yatay geçiş için gerekli düzenlemeleri yapmak; yükseköğretim kurumlarının öğrenci kontenjanlarını, bu konuyla ilgili ilke, usul ve esasları belirlemek; yurtdışından alınan akademik derece ve unvanların denkliğini yapmak ve öğretim elemanlarının yurtiçi ve yurtdışında yetiştirilmesini sağlamak; öğretim elemanı kadrolarını dengeli bir surette tespit etmek, rektörlerin disiplin işlerini yürütmek; erişimde fırsat eşitliğini sağlamak; üniversite rektörlüklerine aday
göstermek; Yükseköğretim Şurası düzenlemek; merkezi veritabanı oluşturmak; ve performans ölçütlerini belirlemek. Yükseköğretim Genel Kurulu’nun kompozisyonunun nasıl oluşturulacağı ile ilgili iki alternatif gündeme gelmektedir. Birinci alternatife göre 5 üye Cumhurbaşkanı, 5 üye Bakanlar Kurulu, 5 üye Rektörler Kurulu ve 5 üye TBMM tarafından seçilir. İkinci alternatife göre ise 7 üye Cumhurbaşkanı, 7 üye Bakanlar Kurulu ve 7 üye Rektörler Kurulu tarafından seçilir. Yürütme Kurulu’nun Başkan ve 2 başkan vekili dâhil 9 kişiden oluşması öngörülmekte olup yapısı ve görevleri genel kurul üzerindeki tartışmalar etrafında şekillendirilecektir. Yürütme Kurulu üyelerinin sürekli görev yapmaları öngörülmektedir. Yükseköğretim üst yönetimi içerisinde Türkiye Yükseköğretim Kurulu gibi icracı bir organ yanında iki danışma organı yer almaktadır. Bunlar Rektörler Kurulu ve Yükseköğretim Şurası’dır.
Rektörler Kurulu
Rektörler Kurulu devlet, vakıf ve özel üniversitelerin rektörlerinden oluşmaktadır. Rektörler kendi aralarından Başkan ve 2 Başkan yardımcısı seçmektedir. Rektörler Kurulu’nun görevleri arasında yükseköğretim kurumları arasında eğitim, öğretim, araştırma, topluma hizmet konuları ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak, iyi uygulama örneklerini paylaşmak, Yükseköğretim Kuruluna üye seçmek, çeşitli kurullara üye seçmek, bilimsel görüş oluşturmak amacıyla komisyonlar kurmak ve bu komisyonlara üye seçmek vardır.
Yükseköğretim Şurası
Yükseköğretimi ilgilendiren bütün alanlarda iç ve dış paydaşlar arasındaki iletişimi ve etkileşimi artırmak için oluşturulmuştur. Kurul başkanı, Yükseköğretim Şurası’nın da başkanıdır. Şura, iki yılda en az bir defa olmak üzere Başkanın çağrısı üzerine toplanır. Şura, tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini Kurula bildirir. Şura’nın tavsiye kararları kamuoyuna ilan edilir ve Yükseköğretim Kurulunda değerlendirilir.
4. EĞİTİM
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılması sürecinde, yasal düzenlemelerin odaklanması gereken alanlardan bir diğeri de eğitimdir. Yeni çalışamada, yükseköğretim düzeyinde verilen eğitimin kalitesinin arttırılması amacıyla bütün diploma programlarını sağlıklı bir biçimde kurumsallaştıracak bir yapı önerilmektedir. Bu yeniden yapılandırılan sistemde yükseköğretim kurumlarının diploma programlarının, önlisans, lisans ve lisansüstü diploma programlarının her bir düzeyi için öğrenci çalışma yüküne dayalı asgari krediler ile başarılı olarak mezun olan öğrencilerin kazanacağı bilgi, beceri ve yetkinliklerin yükseköğretim yeterlilikler çerçevesinde belirlenmesi öngörülmektedir. Yükseköğretim kurumları, açmayı planladıkları diploma programları için yükseköğretim yeterlilikler çerçevesinde belirlenmiş olan asgari yeterlilikleri sağlayacak öğrenim kazanımlarını tespit edecek ve buna göre ders müfredatlarını oluşturacaklardır. Yeni sistemin en önemli farklılıklarından biri, ulusal düzeyde farklı öğrenme kazanımlarına göre Yükseköğretim Kurulu kararı ile oluşturulan diploma program türü listesinde yer alan programların, her yıl Kurul tarafından ülke ihtiyaçları ve kalite standartları gözetilerek belirlenen kriterler çerçevesinde, ilgili yükseköğretim kurumunun senato kararı ile açılmasına imkân tanınmasıdır. Bu bağlamda, Yükseköğretim Kurulu’nun belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde yükseköğretim kurumlarının senatoları tarafından belirlenecek diğer önemli hususlar şunlardır: Birinci, ikinci, uzaktan ve yaz öğretiminin açılması; Öğretim faaliyetlerinin üç dönemi aşmamak üzere yıl içinde kaç döneme ayrılarak sürdürüleceği; Her bir dönemde alınması gereken asgari ve azami kredi miktarları; Her bir diploma programının diplomayı hak eden kişiye kazandıracağı bilgi, beceri ve yetkinliklerin ölçme ve değerlendirmelerinin nasıl yapılacağı; Hazırlık sınıfı veya başka yollarla yabancı dil yeterliliğinin nasıl kazandırılacağı ve yabancı dil bilgi düzeyinin nasıl ölçüleceği; Öğrenci ders değerlendirmeleri ile öğrencilerin mezuniyet sonrası istihdamına ilişkin olarak bilgi, görüş ve tecrübelerine ihtiyaç duyulan kişileri ifade eden dış paydaşların diploma programlarına ilişkin değerlendirmelerinin alınması; Eğitim öğretim süreçlerinin sürekli iyileştirilmesine yönelik iç ve dış kalite güvencesi uygulamaları. Tüm bu değerlendirmeler, kamuoyunun ve dış değerlendirme yapan ulusal veya uluslararası kalite denetimi ve akreditasyon yapan kurum ve kuruluşların denetimine açık ve şeffaf biçimde yapılacaktır. Ayrıca, Türkiye Yükseköğretim Kurulu bünyesinde Türkiye Yükseköğretim Veri Tabanı oluşturabilmek üzere, Yükseköğretim kurumlarının bütün düzeylerdeki öğrenci ve mezun kayıtları Kurul tarafından oluşturulacak yükseköğretim öğrenci veri tabanında güncel olarak tutulacak; yükseköğretimle ilgili bütün istatistikleri hazırlayabilecek sürekli bir birim öngörülmektedir.
5. YÜKSEKÖĞRETİMDE ARAŞTIRMA
Araştırma, Türkiye yükseköğretimini yeni bir yasal zemine kavuşturma çalışmaları içerisinde üzerinde durulan en önemli alanlardan biridir. Aşağıda bu çerçevede önerilmesi düşünülen ve Türkiye yükseköğretimindeki araştırma birikimini zenginleştireceği varsayılan bazı düzenlemeler yer almaktadır.
Araştırma birimi / üniversitesi / bölümü
Bir devlet üniversitesinin başvurusu üzerine, farklı alanlardaki doktora program sayıları, bu programlardan mezun olan lisansüstü öğrenci sayıları, mezunlarının başarı oranları, mezunlarının istihdam oranları, son yıllar içinde kullandıkları araştırma fon miktarları, bünyelerinde çalışan öğretim elemanlarının ortalama akademik faaliyet puanları, aldıkları araştırma ödülleri ve kazandıkları patentler göz önüne alınarak, ilgili yükseköğretim birimi, araştırma birimi (araştırma üniversitesi veya araştırma bölümü) olarak belirlenebilir. İlgili Araştırma birimleri, uzmanlaştıkları alanlarda ilave kamu kaynakları, idari ve mali kolaylıklar ve özel projelerle Kurul ve diğer kamu kurumları tarafından desteklenir. Bu birimlerin durumu belli aralıklarla yeniden değerlendirilir. Bu birimlerin sayısı belli bir sayıyı yahut yüzdeyi geçemez. Araştırma birimlerinin belirlenmesinde kullanılacak kriterler ve değerlendirme usulleri ile bu üniversitelere yapılacak mali destekler ve diğer idari kolaylıkların, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi düşünülmektedir. Araştırma Enstitüsü ve Araştırma veya Uygulama Merkezleri Her iki bünyede de Rektör tarafından yönetici olarak bir müdür ve işleri yürütecek sayıda akademik ve idari personel görevlendirilmesi öngörülmektedir
Araştırmacı öğretim elemanı
Yükseköğretim kurumlarında araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunmak üzere araştırmacı öğretim elemanı istihdam edilebilir. Kuruluş tarihi itibariyle en az on yıl geçmiş ve/veya öğretim üyesi sayısı yüzden fazla olan yükseköğretim kurumlarında, araştırma veya uygulama merkezlerinde veya araştırma enstitülerinde, araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunmak üzere araştırmacı öğretim elemanı istihdam edilebilir. Araştırmacı öğretim elemanı sayıları ve unvanları, boş öğretim elemanı kadroları dikkate alınarak üniversite yönetim kurulu tarafından belirlenir. Burada çalışan öğretim elemanları sadece bu merkez ve enstitüdeki araştırma geliştirme çalışmalarında bulunurlar ve ders vermezler.
Proje araştırmacısı istihdamı
Öğretim üyelerinin yürüttükleri projelerde sadece proje süresi boyunca kendilerine yardımcı olacak lisans mezunu proje araştırmacıları istihdam edilebilir. Öğretim üyelerinin yürüttükleri projelerde kendilerine yardımcı olacak ve verdikleri diğer işleri yapacak sözleşmeli statüde proje süresi ile sınırlı olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde proje araştırmacıları istihdam edilebilir. Araştırmacılar için en az lisans mezunu olma şartı aranır. Her bir projede öngörülen proje araştırmacısı sayısı ve aranacak diğer nitelikler ve yapılacak ödemeler projelerde belirtilir. Proje bütçesi dışındaki bir kaynaktan proje araştırmacılarına herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz.
Doktora sonrası araştırmacı statüsü
Devlet yükseköğretim kurumlarında iki yıl süreyle, sözleşmeli olarak doktora sonrası araştırmacı istihdam edilebilir. Doktora, tıpta veya diş hekimliğinde uzmanlık veya sanatta yeterlilik eğitimi tamamlandıktan sonra, yükseköğretim kurumlarındaki veya bir araştırma kuruluşundaki bilimsel bir projede, yetkin bilim insanlarının bulunduğu araştırma ekipleri içerisinde yer alarak bilgi, beceri ve yetkinliklerin derinleştirilmesi amacıyla doktora sonrası araştırma yapılabilir. Devlet yükseköğretim kurumları doktora sonrası araştırmacıları için boş yardımcı doçent kadrolarının yüzde beşini aşmayacak şekilde aynı yükseköğretim kurumunda en fazla 2 yıl süreyle, sözleşmeli olarak, ders vermemek kaydıyla, doktora sonrası araştırmacı istihdam edilebilir.
Ücretli araştırma izni
Bir devlet yükseköğretim kurumunda öğretim üyesi kadrosunda kesintisiz fiilen beş yıl çalışan öğretim üyelerine yurtiçinde ve yurtdışında araştırmalar yapmak amacıyla bir yıl süreyle ücretli izin verilebilir.
Akademik faaliyet puanı ve faaliyet ödeneği
Öğretim elemanlarının bir önceki yıl içinde gerçekleştirdikleri akademik faaliyetleri 100 puan üzerinden değerlendirilir. Her bir takvim yılı için, bir önceki yıl, bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikteki faaliyetler ve akademik ödüller esas alınarak öğretim elemanları için 100 puan üzerinden kadrolarının bulunduğu yükseköğretim kurumunca yıllık akademik faaliyet puanı hesaplanır. Öğretim elemanlarının akademik faaliyetleri ve bunlara dayalı olarak hesaplanan puanları, ilgili yükseköğretim kurumlarının ve Kurulun internet sitesinde her yıl düzenli olarak yayınlanır. Öğretim elemanlarının önceki yıllara göre akademik faaliyet puanı ortalamalarındaki artış, rektör, dekan, enstitü, konservatuar veya meslek yüksekokulu müdürü, bölüm başkanı ve bunların yardımcılarının akademik faaliyet puanlarına yansıtılır. Öğretim elemanlarının akademik yükselmelerinde ve idari görevlere yapılan atamalarda önceden ilan edilen usuller çerçevesinde akademik faaliyet puanları da dikkate alınır. Devlet yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanlarından Akademik Faaliyet Ödeneği 30 puan ve üzerinde bulunanlara akademik faaliyet ödeneği verilmesi planlanmaktadır. Bu ödeme 100 akademik faaliyet puanına karşılık gelmek üzere en yüksek devlet memuru aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının profesörler için belli bir yüzde, doçentler için belli bir yüzde, yardımcı doçentler için belli bir yüzde ve diğer öğretim elemanları için belli bir yüzde esas alınmak suretiyle 12 ay süreyle yapılması planlanmaktadır. Araştırma altyapısını güçlendirme fonu Araştırmacı ve öğretim elemanı yetiştirmek isteyen yükseköğretim kurumları, araştırmacıların desteklenmesi amacıyla araştırma fonu oluştururlar.
6. TOPLUMSAL HİZMET
Yükseköğretim kurumları, bulundukları ortamdaki çevresel, teknolojik, kültürel ve toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmak amacıyla araştırmalar yapar, projeler yürütür ve etkinlikler düzenlerler. Yükseköğretim kurumları, çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalışanların lisansüstü öğrenimleri yapabilmeleri için kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapabilirler. Bu kapsamda yapılan lisansüstü eğitim-öğretim maliyeti ilgili kurumlar tarafından karşılanabilir.
Sürdürülebilir istihdam için mezunlar yetiştirmek, öğrenme kazanımlarını ve programların müfredatlarını güncellemek, kamu kurumları, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşlar arasındaki ilişkileri geliştirmek gibi amaçlarla yükseköğretim kurumları tarafından Danışma Kurulları oluşturulması hedeflenmektedir.
Ayrıca, Yükseköğretim kurumlarında Bilgi Lisanslama Ofisleri kurulması önerilmektedir. Amaçları arasında, araştırmacıların yapacağı tanıtım faaliyetleri ile
bilimsel çalışmaları ticari değeri yüksek konulara yönlendirmek, pazarda ihtiyaç duyulan bilgileri belirleme çalışmalarını yürütmek, araştırma sonunda üretilen bilgilerin ticari potansiyelini belirleme çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgileri fikri mülkiyet kapsamında koruma altına alma çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgilerin kullanıcı kişi, kurum ve kuruluşlara pazarlama, lisanslama veya devir ile transferini yapmak, bilgilerin sanayi şirketlerinde veya AR-GE merkezlerinde ürüne dönüştürülmesi çalışmalarına destek hizmetleri sunmak, bilgilerin satışından elde edilen gelirlerin yönetilmesi konularında faaliyet göstermek sayılabilir.
7. YÜKSEKÖĞRETİMİN DENETİMİ ve KALİTE GÜVENCESİ
Türkiye yükseköğretiminin sağlıklı ve işlevsel bir yapıya kavuşturulabilmesi, sürdürülebilir bir gelişim çizgisi yakalayabilmesinin olmazsa olmaz koşulu, şeffaf bir denetim ve evrensel kabul gören bir kalite güvencesi sisteminin oluşturulmasıdır. Bu doğrultuda yeni yasa bağlamında gündeme gelen öneriler şunlardır:
A) Yükseköğretim kurumlarının faaliyetleri Kurulun denetimine tabidir. Türkiye Yükseköğretim Kurulu’nda oluşturulacak Değerlendirme ve Denetleme Daire Başkanlığı tarafından her yıl yükseköğretim kurumlarının iş ve işlemlerinin mevzuata uygunluğunu değerlendiren raporlar hazırlanır. Yükseköğretim denetçileri tarafından yapılacak olan denetim sonrasında bir ön rapor hazırlanır. Ön rapor, ilgili yükseköğretim kurumunun değerlendirmeleri sonrasında nihai haline kavuşturulur. Raporlar Kurulda değerlendirilir. Kurul, bu değerlendirme sonucuna göre, ilgili yükseköğretim kurumu hakkında gerektiğinde yol gösterici, düzeltici, iyileştirici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı önlemler alabilir. Kurulun denetim faaliyetlerinde, başta kalite kurulları olmak üzere ulusal veya uluslararası değerlendirme ve derecelendirme kuruluşları tarafından yükseköğretim kurumlarının akademik faaliyetleriyle ilgili olarak hazırlanan raporlardan da yararlanılabilir.
B) Türkiye Yükseköğretim Kurulu bünyesinde temel görevi, yükseköğretim kurumlarının kalite güvence sistemlerinin kurulmasına destek olmak ve yükseköğretimde kaliteyi arttırıcı çalışmalarda bulunmak olan bir Yükseköğretim Kalite Koordinatörlüğü kurulur. Yükseköğretim Kalite Koordinatörlüğü, Kurul tarafından Yükseköğretim kurumlarında en az on yıl öğretim üyesi olarak görev yapmış, yükseköğretimin yapısı, işleyişi ve yönetimi ile kalite değerlendirme ve geliştirme uygulamaları konusunda deneyimli profesörler arasından, fen bilimleri, mühendislik bilimleri, sosyal bilimler, güzel sanatlar ile sağlık bilimleri alanlarının her birinden birer olmak üzere farklı bilim alanlarından seçilen beş, Rektörler Kurulu’nu temsilen bir, Türkiye Bilimler Akademisini temsilen bir, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını temsilen bir, Milli Eğitim Bakanlığını temsilen bir, ve çeşitli sivil toplum temsilcilerinden oluşur.
Koordinatörlüğün başlıca görevleri şöyle tanımlanabilir: Yükseköğretim kurumlarında iç kalite güvence sistemlerinin kurulmasına destek olmak, yükseköğretim kurumlarına rehberlik yapmak; Yükseköğretim kurumlarını, kalite kültürünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için her türlü eğitim, sempozyum, kongre, pilot uygulama, çalıştay ve diğer bilimsel aktivitenin gerçekleştirilmesini teşvik etmek ve desteklemek; Ulusal ve uluslararası düzeyde yükseköğretim kalite güvence sistemleri ve ilgili diğer konularda yapılacak olan çalışmaları izlemek, katılmak, ortak çalışmalar gerçekleştirmek, ülkeler arasında yapılan anlaşmalar neticesinde doğan sorumlulukları yerine getirmek; Dış kalite değerlendirme ve akreditasyon yapacak ulusal ve uluslararası kuruluşların ve uzmanların ölçütlerini belirlemek ve dış değerlendirmede ve akreditasyonda uygulanacak ilkeleri, kalite göstergeleri ve kuralları hazırlamak ve bunları TYK’nın onayına sunmak; TYK tarafından onaylanan dış kalite değerlendirme ve akreditasyonda uygulanacak prosedürlerle ilgili yükseköğretim kurumlarını bilgilendirmek ve yayınlar yapmak; Dış değerlendirmede ve akreditasyonda yer alacak uzmanların ve akademisyenlerin niteliklerini belirlemek; Yükseköğretim kurumlarının hazırlamış oldukları özdeğerlendirme raporları ile dış değerlendirme raporlarını değerlendirmek ve kalite iyileştirmelerine yönelik tavsiyeleri de içerecek şekilde nihai raporu düzenleyerek TYK’ya sunmak; Yükseköğretim kurumlarına yönelik bir yıl boyunca gerçekleştirilen dış kalite değerlendirmeleri, karşılaşılan problemler ve kalite iyileştirmesi ile ilgili önerileri her yılın sonunda TYK’ya ayrıntılı bir rapor olarak sunmak ve yayınlamak; Bağımsız dış kalite değerlendirme ve akreditasyon kuruluşlarının başvurularını değerlendirmek ve değerlendirme raporunu TYK’ya sunmak, belirli aralıklarla bu kuruluşların dış denetimini ve değerlendirmesini yaparak rapor hazırlamak ve TYK’ya sunmak.
8. ÖĞRETİM ELEMANI ATAMA ve YÜKSELTME SÜREÇLERİ
Büyüyen ve kaliteli bir yükseköğretim ortamının başlıca bileşeni nitelikli öğretim elemanlarıdır. Bu doğrultuda yeni yükseköğretim yasasının nitelikli öğretim elemanlarının yetiştirilmesi ve verimli bir meslek yaşamı geçirebilmeleri için gerekli zemini hazırlaması gerekmektedir. Bu çerçevede öğretim üyelerinin atama ve yükseltme süreçleri şu şekilde düzenlenmektedir. Devlet yükseköğretim kurumlarının tüm öğretim elemanı atama ilanları, Kurulun internet sitesinde yapılır. Yardımcı doçentlik ataması için, adayın doktora, uzmanlık ve yeterlilik belgesine sahip olduğu andan itibaren en az iki yıl geçmiş olması şartı aranması tartışılmaktadır. Diğer önerilen düzenlemeler şunlardır: son üç yılda kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavından 100 üzerinden en az 70 puan almış olması gereklidir. Yardımcı doçentlik başvuru için aranan yabancı dil bilgisine ilişkin sınavın adayın bilim alanı ile ilgili olması şartı aranmaz. Bilim alanı bir yabancı dille ilgili olan adayların bu alandaki yabancı dil sınavından 100 tam puan üzerinden en az 90 puan almaları halinde, müracaat tarihi itibariyle son 3 yıl içinde, Kurum tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavında asgari 70 puan almış olması şartı aranmaz. Atama, üç öğretim üyesinin değerlendirme raporları dikkate alınarak, üniversite yönetim kurulu kararıyla rektör tarafından yapılır. Kurul tarafından belirlenen üniversiteler için doktora, tıpta veya diş hekimliğinde uzmanlık veya sanatta yeterlilik belgesine sahip olduktan itibaren 2 yıl geçmiş olması şartı aranmaz. Doktora sonrası araştırmacı statüsünde bulunarak geçirilen süre, 2 yıllık süreden muaf kılmaz. Doçentlik unvanını kazanabilmek için doktora, uzmanlık ve yeterlilik belgesine sahip olunduğu andan itibaren en az beş yıl geçmiş olması ve bu süre zarfında başvurulan alanda özgün bilimsel yayınlar üretilmesi gerektiği tartışılmaktadır. Diğer önerilen düzenlemeler şunlardır: müracaat tarihi itibari ile son iki yılda Kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavından 100 üzerinden en az 70 puan almış olmak şarttır. Doçentlik başvurusu için aranan yabancı dil bilgisine ilişkin sınavın adayın bilim alanı ile ilgili olması şartı aranmaz. Bilim alanı bir yabancı dille ilgili olan adayların bu alandaki yabancı dil sınavından 100 tam puan üzerinden en az 90 puan almaları halinde, müracaat tarihi itibariyle son 2 yıl içinde, Kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavında 100 tam puan üzerinden asgari 70 puan almış olmak şartı aranmaz.
Doçentlik jürisi, farklı yükseköğretim kurumlarından profesör unvanına sahip beş asıl ve iki yedek üyeden oluşmaktadır. Jüri, adayın bilimsel yayınlarını inceleyerek ve alan bilgisinin ölçüldüğü sözlü sınav performansına göre kişisel raporlarını Kurula gönderir.
Doçentlik sınavı, Kurulun koordinatörlüğünde yılda en az bir defa yapılır. Profesörlük ataması için, adayın üç yılı yükseköğretim kurumlarında olmak üzere en az beş yıl ilgili bilimsel alanda çalışmış olması gereklidir. Kişinin bilimsel yayınları en az üçü başka yükseköğretim kurumlarından olmak üzere beş kişilik bir öğretim üyesi tarafından değerlendirilir, üniversite yönetim kuruluna sunulur. Üniversite yönetim kurulu uygun gördüğü adayı rektöre teklif eder ve rektör atamayı yapar. Başvuran aday sayısının 1 kişi olması ve adayın daha önceki bir yükseköğretim kurumunda profesör olarak görev yapmış olması ve başvurduğu üniversite tarafından öngörülen ortalama akademik faaliyet puanına sahip olması halinde, öğretim üyesi görevlendirmeden doğrudan üniversite yönetim kurulu tarafından adayın bilimsel yayın ve çalışmaları değerlendirilerek atanmak üzere rektöre teklif edilebilir. Yardımcı Doçentlik, Doçentlik ve Profesörlük atama ve yükseltmeleri hususunda alternatif öneriler de getirilmekte ve bu süreçte aşağıdaki alternatifler yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Bunlar arasında:
• Yüksek Lisansın bir yayın veya kongre tebliği sonrası kabulü,
• Doktora tezinin alana göre 3 ya da 5 yayına dayanması; jürinin ağırlıklı olarak
başka üniversitelerden olması; tıpta uzmanlık ve doktoranın birbirinden
ayrılması,
• Akademik kadrolar için norm kadrolar belirlenmesi, norm kadro olmadan
unvan verilmemesi,
26
• Yardımcı doçentlerinlerin tümünün, doçent ve profesörlerin belli bir oranda
sözleşmeli olması,
• Akademik unvanların üniversitelerde boş olan kadrolara göre verilmesi; kadro
olmadan doçent unvanı verilmemesi; akademik unvanların ilgili üniversite
tarafından verilmesi,
• Akademik unvanlar için asgari atama standartlarının Kurul tarafından
belirlenmesi, ancak üniversitelerin bu standartların daha üstünde standartlar
belirleyebilmesi,
• Akademik personel için tam gün kalıcı kadrolar dışında esnek çalışma
modelinin benimsenmesi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP