SEN KİMSİN!…

senkimsin

Ey Gafil insan! Gece yastığının üzerine, o çok değer verdiğin başını koyarken sorarsın kendine ve vicdanını rahatlatmak için belki tövbe eder, belki bir daha yapmayacağım dersin.  Daha gariz küfürlere de isabet ettirirsin kendini. Pişmanlıklarını haykırır, nefsini bir sonraki gün için belki de hazır edersin.

Sen ey gafil, senden hoca olmaz! Yok eğer olursa kıl aldırmadığın burnunla dik dik gezer, küçük dağları işaret edersin. Bilim yolundan geçmez, adamlığın da beş para etmez. Senden bir kurumda yönetici de olmaz. Şayet olursa çalışanlarını cıvata muamelesine maruz bırakır, üzersin.  Sonuca ulaşmak için süreçte kırar,  dökersin. Doğru, her insan her şeye alışır ancak saçtaki beyazın, yüzdeki kırışıklığın sebebi olur; zamanının dolmasını ve bir şekilde vazgeçilmez olduğunu düşündüğün görevlerinin elinden alınarak günah çıkartacağın günleri beklersin.

Sen Ey Gafil! Senden ülkeye siyasetçi de olmaz. Sen sapla samanı karıştırır çıkarların için adamlığını işportaya çıkartır, ya çağdaş deyip çağ dışı, ya dindaş deyip din dışı davranır, menfaatlere göre insanlara peşkeş çekersin. Makamının saygınlığını kendinden bilir, milletin sana verdiği desteği, sana sunduğu imkânı nalıncı keseri gibi kendine yontarsın; yanılırsın. Rüyanda bile göremeyeceklerin önüne sunulduğunda her bir şeyi unutur, kul hakkının gölgelisinde kırdığın kulların ahıyla köşeye sıkışmış bir boksör gibi sağa sola yumruklar atar, alacağın ve nakavt olacağın son yumruk darbesini beklersin.

Ey Gafil Sen! Senden sendikacı da olmaz. Sen güçlü iken yaptığın yanlışları unutup, şimdi durumun sana sundukları ile yetinerek, zaman zaman şuursuz,  manasız, anlamsız, sonuçsuz tepkiler ortaya koyar, tribünlere şirin görünmeye çalışırsın. Günü ve gündemi maslahat edersin.  Yahut sağanak sağanak yanlışın sahibi olursun sen.  Sırtını yasladığın iktidar gücünün hırsıyla kulpçu dükkanının haylaz çırağı olursun. Hakkın adını kullanır, haksızlık yaparsın. Sırtına yüklendiğin kul hakları ile sen; acınacak adam olursun.

Sen, sana yapılmasını istemediğini başkasına yapmaktan vazgeçtiğinde, gücünü Hak’tan bilip, haklıyı kaldırmak için kullandığında ve dünyanın gelip geçiciliğinde imtihanının, aslında attığın her adım, verdiğin her kararda var olduğunu bildiğinde sen olursun;  vicdan sahibi olursun. Zulmün karşısında el olur, dil olur, söz olursun; yani adam olursun!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP