Ne Kaldı Ki Bilmediğin Haddinden Başka…

Paylaşmak İster misiniz?

Share on facebook
Facebook'ta Paylaş
Share on twitter
Twitter'da Paylaş

Yorum Yapabilirsiniz

2009 yılı, hangi ay tam da hatırlamıyorum.
Ders öncesi hazırlıklarımı tamamladım.
Saat gece yarısını çoktan aşmış, gün doğumuna yanaşmış.
Uzun zaman olmuş direniyorum, sosyal medya ile tanışmaya, facebook kullanıcısı olmaya… Nihayetinde bilgisayarı kapatmadan hemen önce adım atmış oldum. Ve kayıt işlemini bitirir bitirmez de birinci şoku yaşamış oldum.
Ekranda iki öğrencime, bir de köylüme ait fotoğraflar. Tanıyor olabilirsiniz, arkadaş da olun tavsiyesi!!! Kalemi yere atıp masanın altında kala kaldım.
Belli ki sosyal medyanın cüretkarlığına, nasıl bir yöntem ile bizi büyülü dünyasına müptela edeceğine hazır değildim.
Sonraki yıllarda tarım yapar olduk bilgisayar ekranında. Toprağa emek harcamak yerine, eve koşturduk, facebook da büyükler için planlanmış, çiftlik oyunlarının hasadını yapmak üzere. Bu arada gerçek dünya ile sanal dünya arasında gidip gelir olduk. Fareli köyün kavalcısı oldu, sosyal medya. O çağırdı biz koştuk. Görüntüler, resimler, paylaşımlar için saatler gidiyordu. Sonraki gün dedikodudan başka pek de bir şey hatırlamıyorduk. Ve kişisel sayfamı 2010’un başındayken dondurmak zorunda kaldım. Dondurdum çünkü girmek vardı çıkmak yoktu gayya kuyusundan…
Yıllar içinde sosyal medya bütünüyle hayatımıza dâhil oldu. Bir fırtına koptu sanki.Cümle âlem ortasında kaldık. Yapay zekâların emeklerimizi satın aldığı bu dünyada, tüketmeye mecbur kaldık üretenlerin sunduklarını. Gerçek dünyayı mazide bıraktık. Algılarımıza tahakküm eden sanal dünyanın figüranı olduk.
Şimdi watsapptan çıkıp başka bir sosyal medya platformuna, telegrama, signale ya da bipe gitsek, ne olur? İlgi alanlarımız, paylaşımlarınız, beğenilerimiz, takip ettiklerimiz, haber sitelerimiz, siyasi ve içtimai tercihlerimiz, gönül verdiğimiz takımlarımız, evimizde eksik olan eşyalarımız, anahtar kelimelerimiz, daha neler nelerimiz….
Ya da gitmesek ne olur?
Açıkçası kendi gruplarımızda istişare edip, bir tercihte bulunacağız.
Lakin,
Devletimizin özgürlük alanlarına hassasiyet göstererek güvence sunmasını,
Uygulamalar ile ilgili sorumluların sınırlarımız içinde, kayıt altında olmasını,
Kanunsuz suç ve ceza olmaz prensibi ile açık, anlaşılır ve kati bir denetim anlayışını görmek istiyoruz
BİR DE…
Bu konudan bağımsız, haddini bilmeyen bir zat çıkmış öğretmenlerimize bir şeyler isnat etmiş. Halt etmiş. Söz söylesem, söze, cümle kursam özneye yazık….

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP