Doktor Elbayati, “70 gündür direniyoruz. Elektriğimiz yok, suyumuz akmıyor” diyor.
“Sadece tuzlu su var, o da ishal ve diğer hastalıklara yol açıyor. Kuşatma başladığından bu yana yaşlı ve hasta 50’yi aşkın kişiyi kaybettik. Susuzluk ve hastalıktan ölenler arasında çocuklar da var” diye sürdürüyor.
‘Ölümle savaş’
Amerli halkının çoğu geçimini topraktan sağlıyor ama çatışmalar yüzünden tarlalarına gidemiyor ve ürün alamıyorlar.
O yüzden kasabaya şu anda yiyecek sadece Irak askeri helikopterleri ile ulaşabiliyor. Bu helikopterler günde en fazla bir kere gelebiliyor ve bütün kasabaya yetecek kadar yiyecek ve ihtiyaç malzemesi taşıyamıyorlar.
“İnsani bir felaketle karşı karşıyayız” diyor Doktor Elbayati. “20 bin Amerlili ölümle savaşıyor. Üç günde bir yemek yiyebilen çocuklar var. Durumu anlatabilmem imkansız. Ne diyeceğimi bilemiyorum.”
Doktor Elbayati, Irak çapında Türkmen toplumunun yaşam koşullarını geliştirmeyi hedefleyen Türkmen Koruma Vakfı adlı bir sivil toplum kuruluşuyla çalışıyor. Irak ordusuna ait helikopterlerle gidip gelebiliyor ve en gerekli malzemelerin getirilmesini sağlamaya çalışıyor.
Fakat bir çokları yardımın çok geç ve çok yetersiz olduğunu düşünüyor.
Eşi ve yedi çocuğuyla Amerli’de yaşayan Nihat Elbayati, “Doktor yokluğundan doğum sırasında ölen kadınlar var. İnsanlar çok basit yaralardan ölüyor çünkü tedavi edilemiyorlar” diyor.
Irak askeri helikopterleri her bir gelişlerinde 30 kişiyi alıp kasaba dışına taşıyabiliyorlar ve bazı yaralılar hükümet kontrolündeki bölgelerde bulunan hastanelere kaldırılıyor. Fakat Irak ordusu zorlanıyor ve helikopterlerin uçuş yolu çok tehlikeli, bazen geri dönmek zorunda kalıyorlar.
‘Allahsız ve merhametsizler’
Kasabanın savunulması işini ise tamamen halk üstlenmiş.
Nihat “Asker yok aramızda” diyor. “Aileler IŞİD’e karşı biraraya geldik, kendimizi ve toprağımızı korumak için savaşıyoruz.”
Savunma güçleri arasında Nihat’ın 13 yaşındaki oğlu da var. “Oğlumun savaşması beni korkutuyor mu?” diye sorup yine kendi yanıtlıyor, “Hayır, onunla gurur duyuyorum. Biz anne babalar çocuklarımızın da bu savaşa katkıda bulunmasından gururluyuz. Bu da bizim cihadımız. IŞİDçiler allahsız ve merhametsiz insanlar.”
Gerçek şu ki, Amerli halkının fazla seçeneği de yok.
Doktor Elbayati, “IŞİD bir köyü ele geçirdiğinde ne yapıyor biliyor musunuz?” diyor ve yanıtlıyor, “Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları toplayıp öldürüyorlar. İnanın bana. Sadece bazı kızları ayırıyorlar, anlıyorsunuz ya, başka amaçlarla…”
Amerli aşırı görüşlü Sünni grupların şiddetiyle ilk kez karşılaşmıyor. ABD işgalinden sonra yaşanan en kanlı saldırılardan birine sahne oldu burası.
2007 yılında El Kaide’nin bir kamyona yüklediği patlayıcılarla gerçekleştirdiği saldırıda Amerli halkı 159 insanını kaybetmiş, 350 kişi yaralanmıştı. O yüzden Amerlililer şiddeti ve sevdiklerini bu şekilde kaybetmenin ne demek olduğunu iyi biliyorlar.
‘Kaç çocuk ölmeli?’
Sündüs Abbas Irak Türkmen Cephesi adlı örgütün İngiltere’deki temsilcisi.
Amerli’ye de Şengal’de olduğu gibi Batı ülkelerinin müdahale etmesi için bir kampanya yürütüyor.
Sündüs Abbas “Amerli iki aydır kuşatma altında” diyor “Daha ne kadar bekleyebiliriz. Uluslararası toplumun bu kasabanın acilen yardıma ihtiyacı olduğunu anlaması ve harekete geçmesi için kaç çocuğun ölmesi daha ne kadar acı çekilmesi gerekiyor? Tamamen unutulduk.”
Bu hafta Birleşmiş Milletler Irak’ın kuzeyinde IŞİD’in ilerleyişi nedeniyle yerinden yurdundan olan yarım milyonu aşkın insana yardım iletmek için büyük bir harekat başlattığını açıkladı.
Yapılacak yardım ağırlıkla Ninova eyaletinde yerinden olan Ezidi, Hristiyan, Sünni ve Şiilere yönelecek.
Fakat Amerli’ye şu anda karadan ulaşmak mümkün değil. Buradaki halkın mülteci kamplarına ulaşma imkanı olmadığı gibi yardım da sadece havadan ulaşabiliyor.
Bu durumda Nihat ve oğlu için, kendileri gibi silahlanan diğer Amerlili Türkmenlerle beraber kasabalarını savunmayı sürdürmek ve en kısa zamanda yardım ulaşmasını beklemekten başka çare görünmüyor.
TÜRKİYE’DEN HİÇ DESTEK GÖRMEDİK
Türkmen temsilci programda, “Türkiye’den hiç destek görmediklerini, kimsesiz olduklarını, IŞİD saldırılarında çok sayıda Türkmen’in öldürüldüğünü, ama ne IŞİD baskını boyunca ne de öncesinde Türkiye ile hiç diyalog kuramadıklarını” belirtti. Mustafa Muhammed Baki’nin çarpıcı açıklamalarının ana hatları şöyle.
ORDU VATANSEVER DEĞİL!
Irak ordusu Baasçı’dır. Saddam’ın neferleri ordu içerisinde çok etkindir. IŞİD ile aralarında bir anlaşma var. IŞİD Irak’a girince, bunlar çekildiler. Tek mermi dahi atmadılar. Irak merkezi yönetiminde de çok ciddi yolsuzluklar var. Yani yeterince güçlü değil. Orduyu toplayamadı. Orduda vatansever duygular yok. Amerikan işgali sonrası dizayn edilmiş bir ordudur.
PEŞMERGELER İLE IŞİD ARASINDA SORUN YOK
Peşmergeler Kerkük’e girince IŞİD bölgeyi terk etti. Ve Kerkük’e tek bir saldırı dahi yapmadı. Kerkük, Barzani’ye terk edildi adeta. IŞİD Irak’a girdi, Kerkük’ü Barzani’ye teslim etti. Bu bir oyundur. Irak’ın bütün komşuları bu oyuna ortaktır. Bu oyunun amacı Irak’ı 3’e bölmektir. Peşmergelere Kerkük ve Musul’u verip, petrolü kontrol altına alma oyunudur. Ne İran, ne Türkiye bize destek vermedi. Ne saldırı öncesi ne de sonrası. Türkmenler önceliğimizdir diyorlar, ama bizim elimizde kendimizi savunacak bir silahımız yok. Ama biz biliyoruz ki IŞİD’e destek veriyorlar. En azından böyle bir kanaate sahibiz.
TÜRKİYE’YE KIRGINIZ
Biz Erdoğan’a sempati duyardık. Ama artık duymuyoruz. Kırgınız. Bize destek vermiyorlar. Bizim kimsemiz yok. Ne Peşmerge, ne merkezi hükümet, ne İran, ne Türkiye bize destek vermiyor. En ufak bir destek dahi yok. IŞİD köylerimizi bastı, çoluk çocuk insanlarımızı öldürdü. Benim kardeşimi öldürdüler. Cenazelerimizi yaktılar. Yağmaladılar. Bu teröristler, kendilerine muhalif olan sünnileri de katlediyorlar.
IŞİD SÜNNİ DEĞİLDİR, VAHHABİDİR!
Tarık Haşimi bu çetenin başıdır. Irak’lı sünnilerin %70-80’i bu çeteye karşıdır. Bu çete kendisine sünni demez zaten. Vahhabi olduklarını söylüyorlar. İşgal ettikleri yerlerde evvela türbeleri bombalıyorlar. Türbeler, camiler ve heykellere saldırıyorlar. Kadınlara zulmediyorlar. İflahımız kurudu. Allah’u Ekber diyerek kafa kesiyorlar. Ve Türkiye bize destek vermiyor. MİT tırlarının bize geldiğini söylediler, öyle birşey yok. Bize tek bir çöp dahi gelmedi. Kendimizi koruyacak silahımız da yok, kimsemiz de yok.
3 MİLYON TÜRKMEN NE OLACAK?
Musul ve Kerkük’te 3milyondan fazla Türkmen var. Kerkük’te sadece 2 türkmen vekilimiz var. Peşmergeler diyor ki, burası artık Kürdistan. Bir Türkmen kenti nasıl Kürdistan oluyor? Bu IŞİD, Peşmergelere dokunmuyor. Kerkük ve Tuzhurmati’de biz ne Irak askeri gördük, ne başka bir asker. Kendimizi savunmaya çalışıyoruz. Ölülerimiz yakılıyor, köylerimiz yakılıyor. Soykırım yapılıyor. Dünya susuyor! Türkiye bizi IŞİD’e teslim etti. Ne İran destek veriyor, ne Türkiye, ne Suriye. Yalnızız. Çaresiziz.
DEVLET SADDAMCILARIN ELİNDE
Irak devletinin bürokrasisi Saddamcıların elinde. Saddamcılar, IŞİD’i destekliyor. O yüzden IŞİD Musul’a girince Musul valisi askere “savaşmayın” talimatı verdi. Bu iş bir oyundur. Ve birçok ülke bu oyunun içindedir. IŞİD’in içinde de Saddamcılar var. Türkler, Çeçenler, Afganlar, Araplar bir araya gelerek böyle bir örgüt kurmuş. Bunların ne dinle ne imanla bir alakası yok. Türkmenler çaresiz. Türkiye’nin bizi görmesini ümid ediyoruz. Kimsemiz yok.