Her Dem Besmele

herdembesmele

 

İşte başlıyoruz. Yeniden, yürekle, cesaretle, besmele ile, memleketimize ve milletimize olan bağlılığımız ile, dupduru bir özlemle, geleceğin Türkiye’si için azimle, kararlılıkla, nezaketle, nemelazımdan uzak başlıyoruz. Yeniden mücadele, yeniden ve her defasında eğitim diyoruz. Her bir eğitim çalışanına, yüreğini işine verene, velilere, eğitimin geleceğine, geleceğimizin güvencelerine selam ediyoruz.  Rabbim Türkiye’nin geleceği için mücadele eden eğitimci kardeşlerimizin yar ve yardımcıları olsun. Kazadan beladan her bir yüreği muhafaza etsin. Liyakat ve adalet temel düsturları olsun. Güç değil hak ve hakikat yollarına ışık tutsun. Gücün tutsağı olmaktan, kaba ve anlaşılmaz olmaktan, Yaradan her birimizi korusun. Yeni eğitim öğretim yılı hayırlı olsun.

1 Ağustos süreci ile içtimai hayatımızda sendikal söylemlerin sigaya çekildiği, sendika kavramının altının oyulduğu ve sivil enstrüman özelliğinin yitirildiği bir dönemden geçmekte olduğumuz tescillendi. İşin görsel tarafı bir yana sendikaları yöneten merkezlerin, üyelerinin ve yöneticilerinin çok ötesinde işletildiği izlenimi artık rahatça gözlemlenebilmekte, kamu sendikacılığı yanlış kodlanarak başladığı yolculuğuna olması gereken noktadan her gün hızla uzaklaşarak kendi sonuna doğru gitmektedir. Güç;  taassubu, sahte tebessümü, iş aşırmayı, yol bulmayı kısacası sıradan ve millet sevdasından uzaklaşıp, şahsi menfaatlerine yenilen, karakter ve anlayış fukarası bir yapıyı bina etmektedir. Gücün karşısında endişe, gücün karşısında kırılan cesaretler. Firavunun ölümünü unutan, kendini dev aynasında gören, her yaptığını, her söylemini güçten aldığı enerji ile doğru addeden, ya bendensin ya da yanlış gidensin algısını bütün kamu hayatına, kamu çalışanına dikte ettirmeye çalışan yarının millet duruşuna, kültür mirasına gölge düşürecek garabet sendikal anlayış. Ve bu garabet anlayışla da mücadele zinde tutacaktır bizleri. Gücü sayıya ram edenler güç kaynakları kesildiğinde aynada ne gördüklerine baksınlar. İşte o zaman ne görüyorlarsa o kadarlar. Güç kaynağının kapıkulu olup bir de hak ve adaleti rafa koyarsanız konuşmanızda, esmenizde, uçmanızda kolay olur.  Kilimin desenlerini fark etmeyenlerin söylemlerini tekrar tekrar gözden geçirmesi, eylemlerini ise adalet ile tesis etmesi mutlaktır.  Müdür atamalarının hakkaniyetine gölge düşerse, mesleki eğitime dair ortaya konan yönetmelikler, uygulamalar problemleri çözmekte zora düşerse,  dört artı dört artı dört uygulamasının açığı gediği her yıl ortaya düşerse, her defasında yenilenen ve milleti bezdiren eğitim uygulamalarının, bir türlü yön bulamayışın öğrenciler üzerinde oluşturduğu açmazlar yüzlere düşerse, hak helal edilmez sizlere, soğuk düşer gönüllere.

Kardeşliklerimize ise ifade etmek gerekir ki, kardeşlik hakkın muhafazasıdır. Kardeşlik kalbin muhafazasıdır. Kardeşlik mutlaka aynı havayı ciğerlere çekmekte değildir. Kardeşlik kavramları tapularla sahiplenip ötekileştirme asla değildir. Biz nezaket fukaralarına, idrak yoksunlarına bir şeyler anlatmak zorunda değiliz. Durduğumuz yer bellidir, yönümüz bellidir. Yüreğimizin rengi de ülkümüzde, sevdamızda bellidir. Ateşi kıvılcım iken söndürmeli ki, dostlukları yakmasın. Bu itibarla örtmek bize düşen sorumluluktur. Kucaklamak boynumuzun borcudur. Rabbim nasip ederse gölge düşürmeden üyelerimizin sendikası olma kararlılığımızı, önce liyakat sonra hak söyleminin gerektirdiği iştiyakı, iştahı kararlılıkla sürdüreceğiz. Sayıyı güce tahvil eden ve güç algısını sayıdan alan sendikal azınlıklar haline gelmeyeceğiz. Hak olanı ifade etmek sayıdan münezzehtir. Binken söyleyebildiğimizi birken de söyleyebilme erdemi Birlik Eğitim-Sen ailesinin ortak şuurudur, ortak erdemidir. Birlikte, Birlik Eğitim-Sen’de başlayan mücadelenin geleceğini de birlikte, üyelerimizle belirleyeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önce LİYAKAT, sonra HAK..!

GİRİŞ YAP