Bütün iş üzerimize oynanan büyük oyunun farkına varabilmek. 200 yıl sonrasını planlayanlar kendilerinin bile göremeyeceği bir hayali nesilleri için resmederler. Tahrik edilmiş, bozulmuş ve kaybolmuş inançlarının peşinden bütün topluluklarını sürüklerler. Geliştirdikleri yöntemler öylesine vahşileştirmiştir ki onları sözüm ona demokrasi, barış, insanlık adına her türlü pisliği etrafa bırakırlar. İsrail dediğiniz 14 milyonluk Yahudi topluluğu buna en açık örnektir ki, kapısına ABD’yi bağlar, gelene, gidene yerinde huzurlu gün geçirene her türlü kötülüğü, yeri gelince siyasi, yeri gelince diplomasi, yeri gelince askeri, yeri gelipte gerekçeleri tükenince de ahlak dışı yöntemlerle saldırırlar. Kendileri dışındaki ölümleri de hiçe sayarlar.
Türkiye’de de bizi birbirimizden ayırmak Urfa’yı Trabzon’a, Sivas’ı Şırnak’a, Maraş’ı Mardin’e düşman etmek, vatan toprağına kan düşürmek, huzurumuzu bozmak, irademizi örselemek için PKK terör örgütünü destekler sözde bir siyasi partiyi de sürece yama yaparlar. Kendi sapkın inançları uğruna adım atmaktan geri durmazlar.
Türk Milleti bu illeti, 30 yıldır şehit verdiğimiz laneti türlü yöntemlerle aşmak için çaba hasretmektedir.
Bunlara mukabil doğal mecrasında Diyarbakır’da annelerin feryatları ile başlayan hissiyatın çok önemli olduğunu da müşahede etmekteyiz. Türkiye bu inancı destekler, annelerin feryatlarına yürek verirse, PKK terörü sınırlarımızda kaybolur gider onu maşa kullanan devletçiklerde gerçek inancın, gerçek haykırışın, gerçek kucaklaşmanın asla yenilemeyeceğini anlayarak inşallah bölgemizden def olur gider. Bu çığlığı duyuyor ve annelerin hissiyatına destek oluyoruz