Okulların covid-19 sebebi ile geçtiğimiz mart ayında kapanması öğrencilerimiz açısından durumun vahameti fark edilmediği için sevinçle karşılanmıştı. Onların bu ilk memnuniyet tepkisini görünce kardan-kıştan dolayı okulların tatil edildiği günler akıllara geldi… Sonrasında ard arda dizilmiş ve ilk sıradakine dokunulduğunda sıralı bir şekilde yıkılan domino taşları gibi bir çok tedbir alındı. Eğitimin dijital bir ortama nasıl aktarılabileceği konuşulurken, Eba ile tanışıldı. Çocuklarımızın televizyon üzerinden, tablet, bilgisayar ve hatta telefon üzerinden dersleri takip edeceği alternatifler ortaya konuldu. Altyapı yetersizliği, öğrencilerin bahse konu materyallere sahip olmayışının ortaya çıkardığı eksiklikler, Eba üzerinden sağlanan internet desteğine rağmen kendi öğretmenlerinden dijital ortamlarda canlı ders almak isteyenlerin bu nevi imkanlara sahip olamayışı bir yana, her türlü imkana sahip olmakla birlikte dijital derslere katılmayan, kendini bir türlü sorumlu hissetmeyen ya da bu sürece motive olamayan öğrencilerin durumları da çözüm bekleyen konular arasına dahil oldu.
Şimdi herkes covid-19 dan hissesine düşeni almışken ve Milli Eğitim Bakanlığı da milyonlarca öğrenciyi velileri ile birlikte etkileyecek konularda hamle hazırlığında ince eleyip sık dokurken sağlık temelinde farklılaşan kaygılara da mutlaka dikkat etmelidir. Öğrencileri aynı reçeteye mecbur bırakmadan çözüme odaklanmalıdır.
“Aklı bir karış havada!!!” denilerek alay edilen(!) halbuki nice yetişkinden(!) daha olgun olan covid-19 virüsünün bulaşması ile ilgili gerek kendi sağlığı gerekse sevdiklerinin sağlığı açısından endişe duyarak sınıf ortamında dersine odaklanamayacak olan öğrencilere, benzer gerekçelerle evladını okula yollamayacak olanlara ya da okula yolladığı çocuğunun mikrobu eve taşımasıyla evde belirli bir yaşın üzerindekilere, kronik hastalığı olan sevdiklerine bulaştırır korkusu ile bu dönemde yüz yüze eğitimi kabullenmeyen velilere içlerini rahatlatacak bir haber acilen verilmelidir. Nitekim bir öğrencinin sahip olabileceği nice eğitim becerisi, bu hastalık sebebiyle kaybedeceği bir aile ferdinin yerini asla dolduramaz. Bu sebeple durumun vahameti ortadayken Milli Eğitim Bakanlığı’nın hak kaybı yaşamadan her bir muhatabına alternatif sunmasını bekliyoruz.
